İçlerinden bir kişiye, "insanları uyar ve iman edenlerin Allah katında değerli bir yeri bulunduğunu müjdele" diye vahiy göndermemiz insanlar için şaşılacak bir şey midir? Bir de inkâr edenler, "bu, kuşkusuz apaçık bir büyücü" demektedirler.
["Allah katındaki değerli yer"den maksat, itaatkâr kulların dünyadaki amellerine uygun derecedir, Allah'a mânevî yakınlıktır, çeşitli ödüllerdir. Buna "mak'ad-i sıdk" da denmiştir (Kamer 54/55).]
Dinler itaatkar bedenler ister. Kişilere kulluk vasfı yükleyerek kişiliğini hiçe sayar. Toplumun bir çoğu araştırmadan inanır. Şanslı olanlar ise akıl edip sorgulamaya başlar ve okur. Arif Tekin'in okuduğum ilk kitabı. Neden bu yazarı okumayı tercih ettiğim merak ediliyorsa. Araştırdığı konuları kıvırmadan, olduğu gibi aktaran bir kişi olması. Yazılanların kaynağının olması bir artı özelliği daha. Din gerçeklerini gizlemeden aktarıyor. Bize düşünme fırsatı veriyor. Bu kitabı okuyup da hala aynı düşünceye sahipseniz ya dinden maddi çıkarınız vardır ya da ahmaksınızdır. Hadi iyi okumalar.
Tüm üstünlük kurma gayretinin altında doldurulması gereken bir eksiklik yatar. Güce ihtiyaç duyan, güçsüz taraftır. Güç emmek konusunda sınırları zorlayanlar, karşısındaki insanı zihinsel ve duygusal olarak kontrol altına alanlar, kurbanlarını kendilerine bağlı ve itaatkâr hale getirenler, onlara efendilik edenler, güce en fazla ihtiyaç duyanlardır. Yani en güçsüz, en özgüvensiz olanlardır. Yoğun bir değersizlik hissi içindedirler. Başkasının gücünü içlerine çekmeye duydukları ihtiyaç, tıpkı bir vampirin yaşamaya devam etmek için insan kanı içmeye mecbur olması gibidir.
_Sık ve çok gülmek, zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini kazanmak, dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek, güzelliği takdir edebilmek, başkalarındaki en iyiyi bulabilmek, sağlıklı bir çocuk, bahçelik bir arazi ya da daha iyi duruma getirilmiş bir sosyal durum yoluyla bu dünyayı