424 syf.
10/10 puan verdi
Pia Mater
Pia Mater
Serkan Karaismailoğlu
Serkan Karaismailoğlu
Bu inceleme spoiler içermemektedir. Serkan Karaismailoğlu'nun kalemi ile ilk tanışmamı gerçekleştirdiğim ve bundan büyük memnuniyet duyduğum kitap. Fizyoloji, psikoloji ve olay örgüsü o kadar güzel harmanlanmış ki... Olayı okurken bir şekilde fizyolojik bir bilgiye bağlanıyor ve hiçbir bilgi yerleştirildiği yerde sırıtmıyor. Daha önce duymadığım ve okuduğumda beni şaşırtan bilgiler içeren kısımların altı itinayla çizildi haliyle. İlk 150 civarı sayfalık süreçte olaydan ziyade kahramanların hikayeleri daha ön planda. Bu da hikayenin tamamında neyi neden yaptıkları konusunda daha iyi fikir yürütmeye muazzam destek oluyor. Fakat olaylar tam olarak başlayana kadar bütün kitap bu şekilde gidecek diye biraz korku içerisindeydim. Derken olaylar dizisi başladı ve soluksuz okudum. Okurken hem işlerin nasıl gelişeceğine dair yarattığı merakla bir an önce bitirme isteği, hem de "kitap çok güzel ne olur bitmesin" düşüncesini aynı anda yaşadım. Daha nasıl şaşırabilirim derken sesli şekilde "Aaa" diye tepki verdiğim kısımlar ise beni kitabın başına esir etti. Demem o ki ikinci kitapla bir araya gelmek için sabırsızlanıyorum!
Pia Mater
Pia MaterSerkan Karaismailoğlu · Elma Yayınevi · 201914,4bin okunma
Eğitsel kitapları okuyarak aklı itinayla yoksullaştırılmıştı.
Reklam
“Zaten genç kızların büyük bir itinayla sakladıkları sırları ya bir gözyaşı, ya bir tebessüm ifşa eder.”
"Hayat bir şey değildir, itinayla yaşayınız." Albert Camus ♡
Kendi varoluşunu amaçsızlığa indirgemiş bir zavallılık sergiliyor insanlar. Dişlerini gıcırdatıyorlar, ısıtıyorlar. Evet, insanı yemek yerken görmek çok canımı sıkıyor. Otlayan bir inekten veya haksız yere ölmüş bir hayvanının leşini yiyen bir sırtlandan farkı kalmıyor gibi pek. Amacı sürekli bir şeyler çiğnemek olan bir toplumun varoluşu neye yarar? Sanırım iyimser olmak daha rahatlatıcı. Veya kendimi öldürebilirim. Fakat bu yasak. Ayrıca işe yaramaz. Faydasız bir eylem. Hem teoride hem pratikte ispat edilmiş. Yine de duvarların rengine canım sıkılıyor. Kelimeleri kullanamamak, onların varlığını doygunca duyuramamak ve kocaman bir ızdırabı beş para etmez hale getirebilmek acziyetini yaşarken, pencereden baktığım güzel manzaranın bir anlamı olmuyor. Yeryüzünde kalan şey hiç masum olmayan bir hayvanlık. Cinai arzuların sürekli arttığı ve legal hale geldiği, kimsenin kendi içine müdahale etmek istemediği ve hatta itinayla kaçırdığı kendi minicik ve sonsuz alemimde, tertemiz uçuk mavi duvarlara bunalıyorum.
Bana yaşamasını öğretmediler. Daha doğrusu, bana her şeyin öğrenilerek yaşanacağını öğrettiler. Yaşanırken öğrenileceğini öğretmediler. Ben de kolayca razı oldum bana öğretilen bu yanlışlara. İnsan, kendi bulurmuş doğru yolu. Ben bulamazdım. Bana, başkalarına gösterdikleri basmakalıp yolları öğrettiler. Başka türlü bir itinayla tutmalıydılar beni. Daha fazla değil, farklı. Normal bir insan olmaya zorladılar, bana boş yere vakit kaybettirdiler. Olmayınca da, anormal dediler. Ben de kendimi anlamadım: bütün hayatım boyunca normal bir adam olmaya çalıştım.
Sayfa 104 - İletişim Sinan Yayınları Dördüncü Bölüm
Reklam
Katiller yeniden yeniden ve yeniden doğuyorlar . Kadınları itinayla itinayla itinayla severek ve severek ve severek bir bir öldürüyorlar.
Belki de çok duru bir vicdan gerekiyor böylesine duru bir sessizliğe katlanabilmek için; yoksa insanın hayatı boyunca itinayla inşa ettiği, üzerine titrediği ne varsa bir saat içinde çöküp dağılabilir, belki de kahramanca nitelenen hırsın kibirden başka bir şey olmadığı, sadece kaçış olduğu ortaya çıkabilir; insan orada uzun süre oturursa geriye sadece kara bir leke, insanın sezdiği ve eskiden beri her daim korkuttuğu , yüzlerce teşebbüsle üstünü kapamaya çalıştığı, yüreğin esas yalanlarından biri kalır, çünkü insanın cesareti yoktur açık bir iç görüye, gerçek bir değişime.
Kitapçıların ve çiçekçilerin bazı özellikleri olmalıdır Olric. Gelişigüzel insanlar bu mesleklerin içine girmemeli. Kitaplar ve çiçekler özel bir itina isteyen varlıklardır. Ne yazık, bu meslekler de artık olur olmaz kimselerin elinde, sattıklarıyla ilgileri olmayan kişilerin. Durmadan kitaplara ve çiçeklere eziyet ederler, onlara nasıl davranılacağını bilmezler. Bana kalırsa, bir “kitapları koruma derneği” kurmalı ve kitaplara kötü muamele edilmesini önlemeli. Herkes bu işi yapamaz. Bazı zalim insanlar, binbir itinayla hazırlanan o çiçek gibi kitapları alırlar, hiçbir koruyucu tabakaya sarmadan, evet olduğu gibi, üst üste koyarlar; sonra kalın ve çirkin bir iple bağlarlar. Zavallı kitapların, özellikle en üstte ve en altta kalanları, bu işlem sırasında kurban edilirler: kapaklarının üstünde haç biçimi yaralar meydana gelir. Kaba taşıyıcılar da onları oradan oraya fırlatırlar. Lekeler ve buruşukluklar kitapları incitir. Kapaklar, dizgiler, baskılar için gösterilen bunca itinaya yazık olmaz mı? Satıcılar da gelişigüzel dizerler onları: isimlerini bile öğrenmeden. Onlar için en iyi kitap, en çok satılan kitaptır. Müşterinin ne biçim bir insan olduğuna bakmadan, yalnız en çok satılan kitapları överler onlara. Bu adamları bir imtihadan geçirerek yeterlik belgesi verilmeli Olric. Herkes kitap satamamalı. Cahil kitapçıların, iyi okuyucuları rahatsız etmelerine izin verilmemeli artık. İyi okuyucu az bulunan, ürkek bir kuş gibidir. Kapıdan girer girmez kaçırmamalı onları.
Sayfa 45 - İletişim Sinan Yayınları Dördüncü Bölüm
Elimizde itinayla patlayan hevesler
Reklam
Annemin ölümünün üzerinden birkaç yıl geçtikten sonra yazdığım roman Rus edebiyatıyla başlıyor, birçok alıntıya, bağlantıya, örgüye ev sahipliği yapıyor, sonra da hayatımda olup bitenin yalın bir tasviriyle bitiyordu. Zordan basite doğru. İtinayla, defalarca okunmuş kitaplardan, annemin memesi alındıktan sonra içini süngerle doldurduğumuz sütyenine. Eski Slavca metinlerden ağrılarının artık yakasını bırakacağı, tutkuyla beklediği sessiz ölümüne.
Arkadan Düğmeli PaltoKitabı okudu
Acaba kafasının bir köşesine itinayla yerleştirilmiş o örf ve âdet yumağından kurtulsa daha mı mutlu olurdu insan? Daha mutlu olmasa bile daha özgür olurdu şüphesiz, aldığı terbiyenin zinciri dolanmamış olaydı bileklerine.
Geçen gece bütün vidalarımı itinayla söküp kendimi açtım. Anatomik olarak kimseden bir farkım yokmuş, ben de insanmışım. Bunu görmek büyük hayal kırıklığı yaşamama neden oldu.
Evlilik: Karşısındakinin kim olduğunu veya olabileceğini bilmeyen iki insanın, tahayyül edemedikleri ve üstünde düşünüp taşınmaktan da itinayla kaçındıkları bir geleceğe kendilerini bağlayarak,umutla, cömertçe ve müthiş bir içtenlikle oynadığı bir kumardır.
Sayfa 51
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.