Çünkü düpedüz benim sırtımdan yaşamayı kafana koymuşsun bir kez itiraf ediyorum. Birbirimizle savaşıyoruz. Ama iki çeşit savaş vardır; Biri bağımsız düşman güçlerin boy ölçüştüğü şövalye savaşı; Düşmanlardan her biri kendisi için yaşar, kendisi için kaybeder, kendisi için kazanır. İkincisi de, insanı sokmakla yetinmeyip, hayta kalmak için onun kanını emen haşerenin savaşı, yani askerliği kendisine meslek seçmiş kişinin savaşı ve bu kişide sensin.
"Artık çocuklar benim zamanımdaki kadar kitap okumuyorlar. Ve itiraf etmeliyim ki kitap sevgisinin gitgide ölmekte olduğundan endişe ediyorum. Günümüzde çocuk edebiyatı acil bir durumla karşı karşıya. Daimi müşterilerimin çoğu, medyanın ışıltısına ve internet denen şu şeyin cazibesine kapılmış durumda. Bundan iki yıl önce, Stuart adında küçük bir çocuk ve annesi Genie sık sık dükkâna uğrarlardı. Stuart ona okuduğum hikâyeleri, hayal gücüyle dolu gözlerini iri iri açarak dinlerdi. Ama son zamanlarda o kadar sık gelmez olmuşlardı. Geçtiğimiz yaz annesi onu getirdiğinde ise çocuğun gözlerindeki kıvılcımın sönmüş olduğunu görebiliyordum. Annesi o günlerde oğlunun ilgilendiği tek şeyin filmler ve bilgisayar oyunları olduğundan yakındı. Sonuç olarak, edebiyat ona bir zamanlar olduğu gibi hitap etmiyordu."
Reklam
Hoşlanıyor musun?
"Benden hoşlanmıyorsun, değil mi?" Tereddüt ettim. "Öyle bir şey yok Daemon. Seni... sevmek zor. Seni anlamak zor." "Seni de." dedi, gözleri kapalıydı, yüzünde rahat bir ifade vardı. "İmkânsızı kabul ettin. Kız kardeşime ve bana karşı iyisin, hem de itiraf ediyorum, sana hıyarlık etmeme rağmen. Dün hemen evden dışarı koşup bütün dünyaya bizi anlatabilirdin ama yapmadın. Bir de benim saçmalıklarıma katlanmıyorsun," diye ekledi, hafif bir kahkahayla. "Bu huyuna bayılıyorum." Vay canına. Bir dakika. "Benden hoşlanıyor musun?" "Sonraki soru?" dedi.
Sayfa 194Kitabı okudu
Bütün insanlar önünde şunu itiraf ediyorum ki, ben de ne kadar zeki ve kurnaz olduğumun herkes tarafından takdir edilmesini isteyen bir zavallıyım…
"Aşkımı asla sözlerle açıklamamıştım ama bakışların da bir dili varsa, dünyanın en aptal insanı bile benim bakışlarımdan ona deli divane olduğumu anlayabilirdi.En sonunda, o da beni anladı, bakışlarıyla cevap verdi...Hem de bakışların en tatlısıyla.Peki, ben ne yaptım?Utanarak itiraf ediyorum, buz gibi kesilip tıpkı bir salyangoz gibi kabuğuma çekildim.Her bakışım biraz daha soğuk, biraz daha uzaktı.Sonunda zavallı masum yavrucak duygularından şüphelenmeye başladı, yaptığı hatanın verdiği şaşkınlık içinde, oradan uzaklaşmaları için annesini zorladı.Durumun böyle ilginç bir şekil almasıyla da kalpsiz damgasını yedim.Bunu ne ölçüde hak edip etmediğimi de ancak ben bilebilirim."
Sayfa 12 - Dionis YayınlarıKitabı okudu
Ben ki kadını bilirim;fakat bu kadını bilmek için her kadını bilmenin kafi olmadığını itiraf ediyorum.O,başlı başına zıtlarla ahenk bulmuş bir dünya.
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
"Bu son işten sonra soygunculuktan, hırsızlıktan, barbarlıktan emekli oluyorum." "Daha kariyerin olmadan nasıl emekli olacaksın ki?" "Kapa çeneni! İniş çıkışlarım olduğunu itiraf ediyorum ama artık sona ermek zorunda."
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.