İlk defa sevilmenin ürpertileri içindeyim inan. Sevgimle mukayese edebileceğim tek şeyi beni sevmende buldum. Ömrümde kimse bana sevilmenin gerekliliğini öğretemedi. Kimseden sevgisini istemedim, verdiler almadım. Bencildim bir zamanlar, sevmek benim hakkım, diyordum. Oysaki şimdi bir zamanlar hiç sevmemiş olduğumu kendi kendime biraz da utanarak itiraf ediyorum. Asıl büyük sevgiyi seni sevmekte buldum ve sevgim senin sevginle değerleniyor, ayrı bir anlam kazanıyor. Sevgin olmasaydı değersiz bir cam parçasıydım. Sevginle bir aynayım şimdi. Bana bakanlar baştan başa bir sen görecekler içimde.
Sayfa 239Kitabı okudu
-Şimdiye dek ahlakın oluşum tarihine ilişkin yegane çabayı göstermiş olan şu İngiliz psikologların kendileri de pek kolay çözülür bir bilmece sayılmazlar; hatta, itiraf ediyorum, tam da canlı birer bilmece olmaları nedeniyle, yazdıkları kitaplara oranla kayda değer bir üstünlükleri var - onların kendileri ilginç!
Reklam
Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin Arefe akşamı ettiği dua
~~~ "Ben fakir ve muhtacım. Duamın kabul olması için sana sığındım. Korkuyorum ve tedirginim. Günahlarımı itiraf ediyor ve teslim oluyorum. Fakirin istemesiyle senden istiyorum. Zelil ve günahkâr birinin yalvarışıyla sana yalvarıyorum. Korkan ve yalvaran birinin duasıyla sana dua ediyorum. Sen, karşısında boynumu büktüğüm, gözlerimin yaş akıttığı, bedenimin zelil olduğu ve burnumun sürttüğü Zat'sın." ~~~
Sayfa 164Kitabı okudu
Bana bakanlar baştan başa bir sen görecekler içimde...
İlk defa sevilmenin ürpertileri içindeyim inan. Sevgimle mukayese edebileceğim tek şeyi beni sevmende buldum. Ömrümde kimse bana sevilmenin gerekliliğini öğretemedi. Kimseden sevgisini istemedim, verdiler almadım. Bencildim bir zamanlar, sevmek benim hakkım, diyordum. Oysaki şimdi bir zamanlar hiç sevmemiş olduğumu kendi kendime biraz da utanarak itiraf ediyorum. Asıl büyük sevgiyi seni sevmekte buldum ve sevgim senin sevginle değerleniyor, ayrı bir anlam kazanıyor. Sevgin olmasaydı değersiz bir cam parçasıydım. Sevginle bir aynayım şimdi. Bana bakanlar baştan başa bir sen görecekler içimde.
Sayfa 239 - Mihriban'a Mektuplar - Alışmak KorkusuKitabı okudu
Ben ona layık olmadığımı itiraf ediyorum; bunu hissediyorum. Acı bu... Nasıl oldu da beni sevdiğine şaşıyorum. Elbette ben ona canımı vermeye hazırım! İnanır mısınız, şu ana kadar hiçbir şeyden korkmuyordum. Şimdi içime bir ürkeklik düştü; sonumuz neye varacak acaba? İnsanın vazifesine dört elle sarıldığı halde beceriksizliği, iradesizliği yüzünden başaramaması mümkün mü?
'Kusura bakmayın, biraz coştum: fakat sarhoş değilim, bu haller bende bazen ortaya çıkıyor, itiraf ediyorum; sebebi de belki beni kuşatan şeytanî yalnızlıktır...
Reklam
•|İtiraf ediyorum, Atalarımdan kalan, Bir avuç sevgiyle geçindiğimi... Beceremem yemek pişirmesini... Çocuklara bakmasını bir de... Ben şairim sevgilim...
"Yalan söylemek benim için o kadar kolay ki, nefes almak kadar kolay bir şekilde yapabiliyorum. Kendime karşı bile. Çoğu zaman doğru ve yanlış olan şeyleri bile ayırt edemiyorum. Aslında üstünde bir süre düşünmem gerekiyor çünkü bildiğim tek şey bu. O kadar uzun zamandır bazı şeylerin üstünü örtüyorum ki, artık sağlıklı düşünüp düşünmediğimden bile emin olamıyorum. Ayrıca Şimdi kendimden şüphe ediyorum çünkü onun hakkında yanılma ihtimalimi düşünüp duruyorum. Onun hakkında kötü düşünmekle hata yapıyorsam ne olacak?" diye itiraf ettim.
Sayfa 87 - Martı Yayınları, ShannonKitabı okudu
"Durumu daha da zorlaştırma, Ağa efendi," dedi Ali. Ağzı seğirdi, bir an için, ekşiyen bir yüz görür gibi oldum. İste O zaman, verdiğim acının derinliğini kavradım bu insanlar da yol açtığım kederin zifiri karanlığını. Ali'nin felçli yüzü bile acısını maskeleyemiyordu. Hasan'la göz göze gelmeye ça lıştım, ama başı öne eğik, omuzları kamburdu; gömleğinin kenarından sarkan ipliği çevirip duruyordu. Baba yalvarmaya başladı. "Hiç olmazsa nedenini söyle. Bilmem gerek!" Ali, Baba'ya nedenini söylemedi, tıpkı hırsızlığını itiraf ederken Hasan'a itiraz etmediği gibi. Bunun nasıl olduğunu asla anlayamayacağım, ama ikisini o loş kulübede ağlarken, Hasan'ı beni ele vermemesi için babasına yalvarırken açık seçik görebiliyordum. Ali'nin verdiği sözü tutmak için ne insanüstü bir çaba harcadığını tahmin bile edemiyordum ama. "Bizi otobüs durağına götürür müsün?" "Sizi men ediyorum!" diye kükredi Baba. "Beni duydun mu? Gitmeni yasaklıyorum!" "Kusura bakma, ama beni hiçbir şeyden men edemezsin, Ağa efendi," dedi Ali. "Artık burada çalışmıyoruz." "Nereye gideceksiniz?" Baba'nın sesi çatallaştı. "Hazaracat'a."
Sayfa 110Kitabı okudu
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.