Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Yalan söylemek benim için o kadar kolay ki, nefes almak kadar kolay bir şekilde yapabiliyorum. Kendime karşı bile. Çoğu zaman doğru ve yanlış olan şeyleri bile ayırt edemiyorum. Aslında üstünde bir süre düşünmem gerekiyor çünkü bildiğim tek şey bu. O kadar uzun zamandır bazı şeylerin üstünü örtüyorum ki, artık sağlıklı düşünüp düşünmediğimden bile emin olamıyorum. Ayrıca Şimdi kendimden şüphe ediyorum çünkü onun hakkında yanılma ihtimalimi düşünüp duruyorum. Onun hakkında kötü düşünmekle hata yapıyorsam ne olacak?" diye itiraf ettim.
Sayfa 87 - Martı Yayınları, ShannonKitabı okudu
"Durumu daha da zorlaştırma, Ağa efendi," dedi Ali. Ağzı seğirdi, bir an için, ekşiyen bir yüz görür gibi oldum. İste O zaman, verdiğim acının derinliğini kavradım bu insanlar da yol açtığım kederin zifiri karanlığını. Ali'nin felçli yüzü bile acısını maskeleyemiyordu. Hasan'la göz göze gelmeye ça lıştım, ama başı öne eğik, omuzları kamburdu; gömleğinin kenarından sarkan ipliği çevirip duruyordu. Baba yalvarmaya başladı. "Hiç olmazsa nedenini söyle. Bilmem gerek!" Ali, Baba'ya nedenini söylemedi, tıpkı hırsızlığını itiraf ederken Hasan'a itiraz etmediği gibi. Bunun nasıl olduğunu asla anlayamayacağım, ama ikisini o loş kulübede ağlarken, Hasan'ı beni ele vermemesi için babasına yalvarırken açık seçik görebiliyordum. Ali'nin verdiği sözü tutmak için ne insanüstü bir çaba harcadığını tahmin bile edemiyordum ama. "Bizi otobüs durağına götürür müsün?" "Sizi men ediyorum!" diye kükredi Baba. "Beni duydun mu? Gitmeni yasaklıyorum!" "Kusura bakma, ama beni hiçbir şeyden men edemezsin, Ağa efendi," dedi Ali. "Artık burada çalışmıyoruz." "Nereye gideceksiniz?" Baba'nın sesi çatallaştı. "Hazaracat'a."
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
" 'Kendisi için yazdığım kişiyi' tanıyabilirsem _fark edebilir ve keşfedebilirsem_ öleceğimi hayal ediyorum. O, beni, bana yaraşır şekilde küçümseyecektir. Ama ben, o beni küçümsediği için ölmem: Hayatta kalmanın yerçekimine ihtiyacı vardır.''
Cahillik
Mektepsiz yetişmek harikası yalnız bize mahsustur. Ben cahilliğimi itiraf ediyorum. Bir şey bilmem. Fakat alimlik taslayan cühelâya tutulurum. Daima koltuklarının altında birkaç iri cilt taşımadan sokağa çıkmayan öyle ukalamız vardır ki sırası gelince kendilerini Avrupa'nın büyük filozoflarına benzetmekte hiç fırsat kaçırmazlar.
Sayfa 43 - Kapra YayıncılıkKitabı okudu
Sevdiğiniz kişinin yanında geçirdiğiniz sessiz zamanlar için üzüldüğünüz olmadı mı hiç?
Sayfa 726 - 2021, Alef YayınlarıKitabı okudu
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI) Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
Reklam
Atsız'ın Kalem Kavgaları ve Kalem Kavgalarında Atsız Üslubu 1930'lardaki kalem kavgaları: Atsız, kalem kavgalarıyla da tanınmış bir isimdir. Onun deyişiyle "mürekkepli kalem tartışmaları” ilk yazı hayatından vefatına kadar sürer. Bu tabiri Atsız, 1956 yılında Ocak gazetesinde yazdığı "Bir Felsefe Öğretmeninin Yanlışları"
"Kabul ediyorum...insanlardan, yabancılardan utanmak, ... gazete haberlerinden başkalarının kaderini merak eden insanlardan... Fakat bu durumda insan yakın hissettiği birine içini dökebilir. Geçen yıl savunduğum kundakçıyı hatırlıyor musun...bana karşı garip bir yakınlık hissetmişti...bana her şeyi anlatıyordu, çocukluğundan hikâyeler...hatta özel konulara bile giriyordu... Anlıyor musun, o kesin suçluydu, zaten hüküm giydi...ancak bana bile suçunu itiraf etmemişti... onu ele veririm diye duyduğu korkudandı bu...sanırım yakın olduğu tek insan bendim... bu durumda yabancılardan utanmıyordu ... peki bana güvenebilecekken, sorun neydi?"
Hadi bakalım, bu riski alıyor ve itiraf ediyorum: Ben erkeklerden nefret ediyorum. Hepsinden mi gerçekten? Evet, hepsinden.
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.