Yaban'ı okurken yazarın bir Anadolu köyündeki insanların zihniyetine sinirlenmesine benzer olayları günümüzde de hala yaşıyor oluşumuz, bir şeylerin hala farklı şekillerde aynı olması üzücü. Bir şeyleri anlamak için illa başlarına bir şey mi gelmeli insanların ya da gelse de sebebini başka yerde mi ararlar? Ya da Yakup Kadri'nin dediği gibi: "Onları ben küçük sığırtmacın ölüsü başında affettim...Bunların hiçbiri "ne yaptığını" bilmiyor. Eğer bilmiyorlarsa kabahat kimin? Kabahat, benimdir. Kabahat, ey bu satırları heyecanla okuyacak arkadaş; senindir. Sen ve ben onları, yüzyıllardan beri bu yalçın tabiatın göbeğinde, herkesten, her şeyden ve her türlü yaşamak zevkinden yoksun bir avuç kazazede halinde bırakmışız. Açlık, hastalık ve kimsesizlik bunların etrafını çevirmiştir. Ve cehalet denilen zifiri karanlık içinde, ruhları, her yanından örülü bir zindanda gibi mahpus kalmıştır."