"Ben yok olursam ne çıkar? Hiçbir şey... Peki burada olmazsam nereye gideceğim? Ölüm, ölüm mü bu yoksa? Hayır istemiyorum..."
Sabah mıydı, akşam mıydı; Cuma mıydı, Pazar mıydı?... Hangi gün, hangi vakit olursa olsun, ne fark ederdi ki? Bir dakikacık dinmeyen öldürücü ağrılar; umutsuzca süren, gene de sönmemiş yaşama isteği; biricik gerçek olan, şu gittikçe yaklaşan korkunç, iğrenç ölüm ve çevresini saran yalan... Bu durumda haftanın, günün, vaktin değeri mi olurdu?
Reklam
Çocuk gibi hüngür hüngür ağlamaya başladı. Zavallılığına, korkunç yalnızlığına, insanların, Tanrı'nın acımasızlığına, belki de Tanrı'nın yokluğuna ağlıyordu... "Bütün bunları niçin yaptın? Niçin beni buraya getirdin? Ben ne yaptım da bana bu acıları çektiriyorsun?..."
100 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Ölümü bekleyen bir adamın iç hesaplaşması, hayat muhasebesi...
İvan İlyiç'in Ölümü
İvan İlyiç'in ÖlümüLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202244,7bin okunma
İlya İlyiç büyüyüp de bal ve süt akan ırmakların, iyi yürekli perilerin var olmadığını öğrendikten sonra dadısının masallarını gülümseyerek dinler, fakat candan olmayan bu gülümseme gizli bir iç çekişle karışırdı. Peri masalları onun kafasında gerçekle öyle karışmıştı ki, bazen farkına varmadan niçin masalın hayat, hayatın da masal olmadığına üzülürdü.
"...Sonra sabah yine yataktan kalkması, giyinip adliyeye gitmesi, konuşması, yazması, bir yere gitmeyecekse, günün her biri işkenceye dönüşmüş yirmi dört saatinin geri kalanını evde geçirmesi gerekiyordu. Böylece, yok olmanın eşiğinde, yanında onu anlayacak, ona acıyacak tek insan olmadan yaşamak zorundaydı."
Reklam
İnsanlar ölümlüdür. Gaius da bir insan olduğuna göre, Gaius da bir ölümlüdür.
Sayfa 61
Hayat,çoğalan bir yığın ıstırap,daima artan bir hızla sona,en korkunç ıstıraba doğru tepetaklak inmektir:"Ben de iniyorum."
Hayatında ilk olarak sadece can sıkıntısı değil, derin bir hüzün duydu. Hayatını böyle sürdüremeyeceğini , kesin olarak bir şeyler yapmak gerektiğini anladı.
31
Hiçbir şeyin önemi kalmadı... Ölüm! Evet, ölüm..
Sayfa 51
Reklam
O zaman bu düşüncenin yerine, sırayla başka düşünceler çağırıyor, bunlarla bir dayanak noktası bulmayı umuyordu... Ölüm fikrini örten eski şekline dönmek istiyordu. İşin tuhafı, önceleri ölümü ondan gizleyen şeyler şimdi aynı etkiyi yapmıyordu.
Sayfa 57
Hiç kimse ona, kendi istediği gibi acımıyordu...
Sayfa 62
"Çay içsem, nasıl olur acaba, " dedi kendi kendine. "şey... getir bir çay bakalım!"
Sayfa 65
bunun anlamı neydi? Niçin?.. Olamazdı! Hayatın bu kadar anlamsız, bu derece çirkin olması imkansızdı. Gerçekten bu kadar çirkin ve anlamsızsa neden ölmeliydi, hem de ıstırap içinde?.. Başka bir şey vardı bunda... birdenbire aklına : "belki de gerektirdiği gibi yaşamıyordum ben?" diye geldi.
Sayfa 74
100 syf.
9/10 puan verdi
alışa gelen ölüm olgusunu ne de güzel somutlamış sevgili Tolstoy, özellikle Gerasim unutmayacağım bir kitap karakteri olarak aklıma kazındı "Bağırsağımı nasıl tamir etsek diye çare arıyorum . Oysa işte ölümün ta kendisi! "
İvan İlyiç'in Ölümü
İvan İlyiç'in ÖlümüLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202244,7bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.