Alıntıya katılmıyorum sadece okuduktan sonra üstüne düşünülür diye paylaştım. Her yerde kadınların birbirlerinin rakibi olduğunu okuyoruz, birbirlerinden haz etmediklerini, birbirlerini çekemediklerini, bir ortamda en çok birbirlerinin başarılarına ket vurduklarını. Sürekli bunların yazılıp, bunların dile getirildiği bir toplumda yaşıyoruz. Gerçekten böyle mi peki sizce? Yoksa böyle olduğunu mu düşünmemizi istiyorlar?
İnsanları birbirine en çok yaklaştıran ortak acılardır. Ve bizim sadece “kadın” olduğumuz için maruz kaldığımız birçok zorlama, baskı, acı var. Bunlar karşısında bizi en iyi anlayacak olan diğer hemcinsimiz değil mi?
Bir anneyi en iyi bir anne anlar değil mi?
Akşam tenha bir sokakta yürümenin ne hissettirdiğini en iyi bir kadın bilir.
İş yerinde sırf kadın olduğunuz için üzerinde kurulan baskıyı, trafikte kadın şoför olduğunuz için maruz kaldıklarınızı… Bizi en iyi yine biz anlarız, biliriz ki ne olursa olsun günün sonunda bir kadının empatisi bize en güvenli yeri sunacaktır.
Dilan
@dilannzk
·
3mo
Hiçbir kadın hemcinsleri hakkında olumlu düşünmez, ne var ki pek azı benim kadar özgürce itiraf edebilir bunu
Hindistan Gündemi...
Hindistan hükümeti, Ulusal Vatandaşlık Sicili (NRC), vatandaşlık kaydı sistemini uygulayarak Hindistan'ın kuzeydoğusunda bulunan
Assam eyaletindeki vatandaşlarına "sizler buralı değilsiniz, Bangladeşlisiniz" diyerek 2 milyondan fazla (Hindu-Müslüman) kişiyi vatandaşlıktan çıkardı. Bundan sonra ülke çapında Ulusal
Tavsiye üzerine okuduğum bir kitap oldu.
Kitap hakkında inceleme yazıp içeriği hakkında bilgi vermek iyi olur diye düşündüm.
Kur'ân Allah'ın Kelâmıdır. Allah bizi muhataba aldığı için bize ayetlerle konuşmuş. Kur'ân'ı okumayan, özellikle anlamayan yahut anlamaya çalışmayan kişi hâşâ Allah'ı muhataba almıyor demektir. Bu
Fakültenin birinci sınıfında ilk önerilen kitaplardan biriydi
Ezilenlerin Pedagojisi . Müzeden fuara, tiyatrodan resim- sanat galerisine koştuğumdan okumaya pek zaman ayıramamıştım. Ama o zamanki düşüncelerimle şu anki düşüncelerim çok farklı. Bu yüzden iyi ki o zaman değil de; şu anda çevremi daha iyi anlamaya ve görmeye çalışırken okumuşum diyorum. Gerçekten
Bazı kitaplar var, beş yüz sayfa olmasına rağmen okuduğunuzda bir çuval keçi boynuzu yemiş gibi zihninizde küçücük bir tat bırakıyor. Bazı kitaplar da var ki elli-altmış sayfa olmasına rağmen zihninizde öyle bir tat bırakıyor ki etkisinden kendinizi günlerce kurtaramıyorsunuz.
• • •
İşte Epictetos ve Marcus Aurelius'la birlikte Stoacı
İlk defa bir kitabı okurken yazdım incelemesini...
Hepimizin aklından geçen, bazılarının dile getirdiği, "Yazsam roman olur" cümlesini hayata geçirmiş Tala. Bunu da hâlâ çok hayalim var, bu kitap basıldığında biri gerçekleşmiş olacak." Sözleri ile açıklamış. Bu inceleme sayesinde kendisini tekrardan medeni cesareti için tebrik etmiş olayım.
Kitapta beni en çok etkileyen cümle;