304 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 günde okudu
"Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmekten ise hayatın ve muhitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat, daha makul değil miydi?" Okuduğum en iyi kitaplardan biridir. Sabahattin Ali farkı. Kitabın baş karakterlerinden Macide'yi ve hayatını kendime benzettiğim için okurken ayrı bir lezzet aldım. Aşk ve suç hakkında sizi bolca düşündürecek bir kitap.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yade Kitap · 2019169bin okunma
“Gerçekten de geçmişini bilmeyen toplumların geleceğini şekillendirmesi zaman alıyor. Aslında gelecek, geçmişin üstüne inşa ettiklerimizden fazlası değil. Şayet biz geçmişi yok sayarsak geleceğimizi inşa edeceğimiz bir temel bulamayacağız ya da zor bela bulsak da o çürük bir temel olacak. Bence Çürük bir temelin üstüne inşa edilen gelecek, gelmese daha iyi!”
Reklam
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
Kitap Hakkında Yorum ve Alıntılar
Öncelikle kitabı çok beğendim. Kayahan Demir’in okuduğum ilk kitabıydı tabi ki son değil Konusuna gelirsen Yerebatan Sarnıcında düzenlenen etkinlikte olan bir cinayet ve etkinliğe davet edilmiş olan Dedektif Milas’ın cinayeti çözmesi. Yerebatan Sarnıcından Edirne Selimiye Camii’ye kadar uzanan koşuşturma, ipuçlarıyla merak uyandırıyor.
Mona Lisa Senfonisi
Mona Lisa SenfonisiKayahan Demir · Timaş Genç · 2023108 okunma
İyi de hiç kendinize sordunuz mu, küçük bir çocuk gördüğümüzde neden onu öpücüklere ve sevgiye boğarız ya da amansız bir düşmanın dahi yüreği neden böylesi bir yumurcağın önünde yufkalaşıverir? Budalalığın cezbedici gücü değil de nedir?
Sayfa 14 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 19. BasımKitabı okuyor
"Batı açısından Malazgirt hiç de iyi şeyler ifade etmiyor! Uzun vadede Türkleri sadece Bizans ile değil, diğer Hristiyan milletlerle komşu haline getirecek bir sürecin, Türkleri İstanbul'un fethine götüren yolun başlangıcı. Malazgirt bir milattır yani..."
"Nerede oturuyorsun?" "Staten Adası'nın karşı kıyısında," diye uydurdum. "Feribota en uzak yerinde." Kızım ona intikam alacaktım ama, "İyi," demekle yetindi. "İyi mi?" "Evet." Kaşlarımı çattım. "Geçiş ücreti on yedi dolar, dostum." Omuz silkti. "Çıkışta da aynı parayı ödüyorsun." "Dert değil." "Neden?" Yine omuz silkti. "Biraz daha vakit kazanırız."
Reklam
Hakimiyet Kimin?
Kuşkusuz ki, Hakk ve Bâtıl'ın, doğru ve yanlışın, helâl ve haramın ne olduğunu belirlemekte geçerli olan tek hüküm Allah'ın hükmüdür. Bu anlamda hüküm ancak Allah'ındır ve bu anlamda Allah'ın hakimiyet hakkı hiçbir şekilde bir başkasına devredilemediği gibi, bu hakimiyet hakkına kimse ortak da edilemez. Bütün hükümlerin üstünde
Sayfa 224 - Timaş Yayınları, 42. Baskı, İstanbul 1993Kitabı okuyor
♤...yine de ben kendimi {nefsimi}bütünüyle temize çıkarmaya çalışmıyorum; çünkü Rabbimin acıyıp esirgediği kimseler hariç, insanın kendi benliği [de onu] kötülüğe sürükle(yebili)r; gerçekten de benim Rabbim çok acıyıp-esirgeyen gerçek bağışlayıcıdır!”/ Yusuf süresi 53 ~~~~~~~~~°°~~~°°~~~~~~°°°°~~~~ ♧53 }Lafzen, “Rabbimin acıdığı/merhamet ettiği ...”. Müfessirlerin çoğuna göre buradaki mâ zamiri kişilere, insanlara (“ki o” ya da “ki onlar”) râcidir. ♧54} Lafzen, “kötü olanı emretmeye alışıktır/yatkındır”. -yani, çoğu zaman akıl ve sağduyunun ahlaken iyi ve olumlu bulmadığı yöne sürükleyen güdülerle doludur. ”Hz. Yusuf’un insan yapısındaki bu zayıflığı dile getiren sözleri, bizzat bu zayıflığı yenmesini bilmiş birinin tevazuunu yansıtan yüce gönüllüce sözlerdir; çünkü ayetin devamı göstermektedir ki, Hz. Yusuf kendisine değil, sadece Allah’ın lütuf ve merhametine bağlamaktadır.
Senin o günahsız, minik canının kıyıldığı gün İyice anladım... Bu dünya mutlu olma yeri değil.. Çünkü bu dünya; İğrenç yaratıkların (zâlimlerin) ortalıkta serbestçe cirit attığı bir dünya..! Avukatı aşağılık! Mahkemesi leşten! Bir yerlerde zulüm olduğunda; -Sözde insanların- 3 maymunu oynayıp, Maymunlaştıkları bir dünya.! Bu masumun, o LEŞ iğrenç yaratığı -insan- zannetmesiydi, tek hatası.. Nefret ediyorum insan kılığına girmiş, İğrenç -Aşağılık -Vahşi yaratıklardan..! Bu dünya sizin cezanızı verebilecek bir dünya değil.. şimdi daha iyi anladım.. Çünkü siz öyle bir güne hazırlanıyor sunuzki; Yakacağı insanlar olan.! Işıksız.! Ve ARALIKSIZ.! DEHŞET BİR ATEŞE..! --ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM--
Döktüğün beton toprağın altında da kalsa bile güzel Olmalı. Başkası görmese de işini İyi yap Başkası övmesede İşini iyi yap. işini iyi yapmak Kazancının karşılığı değil karakterinin yansımasıdır.. İnsan bunun farkına varabilirse insanlıkta kurtuluşa yol bulur.
Reklam
Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum. Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil
Ahmet Telli
Ahmet Telli
Ön yargı kesinlikle iyi değil tavsiye etmiyorum.
214 syf.
·
Puan vermedi
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun, Birinci Dünya Savaşı sırasında kolunu kaybeden yaralı bir askerin, Anadolu’daki bir köye yerleşmesiyle başından geçenleri anlattığı; akıcı, sürükleyici, gerçekçi romanı. Kitap, İstanbul’dan Anadolu’ya göç eden bir subayın köy hayatına ve oranın ortamına alışma sürecini anlatırken aynı zamanda; o dönemin insanlarını ve düşünce yapısını, Atatürk’ün Milli Mücadeleyi sadece dış etmenlere değil, kendi içimizdeki etmenlere rağmen kazandığını, Türk aydını ve Anadolu halkı arasındaki farklılığı, gerçekçi ve cesur bir bakış açısıyla aktarıyor. Bana kalırsa bu roman, Türk Edebiyatı eserleri arasında; içinde barındığı realizmle, dönemin atmosferine gerçekçi bir ışık tutmasıyla, dönemin koşullarını ve insanlarını cesur eleştirileriyle, kurgu diliyle, okuduğum en iyi kitaplardan biri oldu. Okumanızı tavsiye ederim, keyifli okumalar.
Yaban
YabanYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 202143,7bin okunma
“Ah, Madame, sessiz kalmak sevdiğiniz birini umutsuzluğa düşürecek şeyler söylemekten daha iyi değil midir?”
Yoksa babam ihmal ettiklerine değil de, korkmadığı, zararsız, hasta, yaşlı bir kadına mı iyilik yapıyordu? Babam iyi olma, şefkat gösterme fırsatını yakalamıştı, iyi olmayı ve şefkat göstermeyi çok istiyordu ve korktuğu için ihmal ettiklerinden, büyüyüp birer yetişkin olup sonradan belki bir ara tehlikeli olanlardansa yaşlı ve hasta anneye şefkat göstermek daha kolaydı, hep böyle değil mi zaten?
Sayfa 151 - Siren Yayınları
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.