Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
20 Şubat Büyük Tutku Gösterisi "Hırsızlar, sapıklar, katiller ve tiranlar ... Onların zevk adını verdiği şeylere dikkat et!" Marcus Aurelius, Kendime Düşünceler, 6.34 Başkalarını yargılamak hiçbir zaman iyi bir şey değildir. Ama bir saniye de olsa durup tamamen hevesler üzerine inşa edilmiş bir hayatı incelemek bize çok şey öğretir. Yazar Anne Lamott, Bir Kuştan Öbürüne adlı kitabında bu konuya şakayla karışık şöyle değinir: "Hiç Tanrı'nın para hakkında ne düşündüğünü merak ettiniz mi? Parayı kimlere verdiğine baksanız yeter." Aynı şey zevkler için de geçerlidir. Diktatöre ve haremine bir bak. Her yanı entrika ve yalan meraklısı metreslerle çevrilidir. Genç bir yıldız adayının eğlence merakının ne kadar kısa sürede uyuşturucu bağımlığına ve başlamadan biten bir kariyere evrildiğini düşün. Ve kendine şu soruyu sor: Tüm bunlara değer mi? Bundan gerçekten de o kadar zevk alıyor musun? Bir şeyi canın çok istediğinde ya da "zararsız" bir hatanın peşine düşmeyi düşündüğünde bunları düşün.
" Benimle gel. Yolda düşersen kaldırırım, yorulursan beklerim, benimle birlikte öğrenirsin her şeyi ama eğer ki geri döneceksen sakın bu yola adımını bile atma. Şimdi seçimini yap; bu bir anlık heves değil, unutma! Bunun getireceklerini iyi düşün. Ya gel benimle ya da şimdi arkanı dönüp git."
Reklam
- Fakat iyi düşün, bu kız farz edelim yarın senin karın olsa bugün babasının haberi olmadan seni kabul ettiği gibi yarın da senin haberin olmadan başka erkeklerle görüşecektir. Çünkü alışmıştır. O bunu namussuzluk olarak görmüyor... Sen buna tahammül edebilir misin?
"Ve tabii sen de bu arada," diye sürdürdü sözlerini, "umudunu kaybetmemelisin. İnan bana, bu durumda olan bir tek sen değilsin. Bugün atının sırtına atlayıp, evinin yolunu tutması gerekirken, uzak diyarlarda tütün çapalayan bir sürü adam var. Bazen kimi hayatlar, en iyi durumda bile, birbirinin tekrarıdır. Beni düşün mesela! Sence ben, mal mülk sahibi bir adamın, neredeyse doktor sayılabilecek kadar bilgili oğluna benziyor muyum? Öyleyken, gelmiş burada Hoseason denilen şu herife uşaklı ediyorum işte." Ondan nazikçe, kendi hayat hikâyesini anlatmasını rica ettim. Yanıt olarak upuzun bir ıslık koyuverdi. "Benim anlatmaya değer bir hayatım olmadı hiçbir zaman," dedi. "Aklım fikrim eğlenmekteydi, hepsi o kadar." Sonra da hızla baş kasaradan çıkıp gitti.
"Düşün bunu. İyi düşün: çırpınmak ve çabalamak batmaktır; haykırmak boğulmaktır.."
Sayfa 101 - Ötüken NeşriyatKitabı okuyor
"Yine kelepçeli bir adama göre fazla cesur cümleler kurdun." "Benim bileklerimde kelepçeler var, sevgili avukat ve elbet bir gün çıkar. Ama görüyorum ki senin de ruhun kelepçeli. Hangimiz daha berbat bir durumdayız, iyi düşün."
Reklam
"Bence bu çok acıklı bir öykü," dedi büyücü, "üstelik aynı şey başkalarının da başına gelebilirdi, hatta benim tanıdığım hobbitlerden bazılarının bile başına gelebilirdi." "Gollum'un, ne kadar uzaktan olursa olsun, hobbitlerle bir ilgisi olduğuna inanamam," dedi Frodo hararetle. "Düşünmesi bile korkunç!" "Gene de doğru," diye cevap verdi Gandalf. "Her halükârda, hobbitlerin kökenlerini, hobbitlerin kendilerinden daha iyi bilirim. Üstelik Bilbo'nun öyküsü bile aradaki akrabalığı çağrıştırıyor. Akıllarının ve hafızalarının gizli köşelerinde birbirine çok benzeyen, birçok ortak şey vardı. Birbirlerini kayda değer ölçüde iyi anlıyorlardı; mesela bir hobbitin bir cüceyi veya bir orku,hatta bir elfi anlayabileceğinden çok daha iyi. En azından, her ikisinin de bildiği bilmeceleri düşün." "Evet," dedi Frodo. "Gerçi hobbitlerden başka halklar da bilmece sorar ve bilmecelerin de çoğu birbirine benzer. Ayrıca hobbitler hile yapmazlar. Gollum daha en baştan hileye niyetliydi. Sadece zavallı Bilbo'yu savunmasız bırakmaya çalışıyordu. Hem eminim, kazanırsa kendisine kolay bir lokma sağlayabilecek, yok kaybederse de canını yakmayacak bir oyuna girmek, o kötü ruhuna çok eğlenceli gelmiştir."
Julia, ona doğru kıvırta kıvırta yürürken Clay'in göğsünden bir hırıltı yükseldi. Onun mükemmel be- deni; Clay'in hiçbir zaman bıkmayacağı bir şeydi. Julia durdu, ellerini onun omuzlarına koydu ve göğüsleri Clay'in yüzüne değene kadar eğildi. Bir sıcaklık tüm bedenine yayıldı ve Clay, ona ulaşmaya çalıştı, ona dokunmaya can
Sayfa 293
Hüzün Ve Dalgınlık Yaşamın Bir Parçası Ama Siz Hüzünlüsünüz Ve Dalgınsınız Diye Herkesin Arabasını Durdurarak Size Yol Vermesini Bekleyemezsiniz
“İyi düşün! Hiçbir şeyi unutmadığını söyledin. Ama unutma ki , ben artık yaşlı bir kadın sayılırım. İnsanın saçları kırlaşınca ne isteyecek ne de verecek bir şeyi kalıyor. Rica ediyorum, geçmişi geçmişte bırak.” ... “Benden kaçıyorsun,” diye ısrar etti, “ama ben çok uzun zaman bekledim. Sana soruyorum, verdiğin sözü hatırlıyor musun?”
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.