Merhaba 1k Ailesi,
Tezer Özlü’nün en bilinen 2 eserinden (Çocukluğun Soğuk Geceleri ve Yaşamın Ucuna Yolculuk) birisi olan Çocukluğun Soğuk Geceleri, yazarın okuduğum ilk kitabı. Fakat eminim ki son kitabı olmayacaktır. Amacım kitabı “çerez” niyetine okumaktı. Ne de olsa kısa bir kitaptı. Bir anda başlar, bitiririm diye düşündüm. Öyle olmadı.
Kitabı Tezer Özlü’nün hayatından, yaşadığı rahatsızlıktan, manik-depresif dönemlerinden habersizken okumaya çalıştım. Kitaba bir anlam veremedim. İlk 20-30 sayfa boyunca kafam karıştı durdu. Kitabın bu orta bölümünde Tezer Özlü’nün hayatını araştırdım ve kitaba öyle devam ettim. O saatten sonra kitap inanılmaz etkileyiciydi. Kitabın sonlarına gelirken Tezer Özlü’nün hastanelerde yaşadıkları ile ilgili yazılan bölümler beni hem hüzünlendirdi, hem de sinirlendirdi.
Çocukluğundan başlayarak yaşadıklarını ve klinikte kaldığı dönemleri yazdığı Çocukluğun Soğuk Geceleri bir otobiyografi niteliğindedir ve kitabı okurken, adeta yazarın manik-depresif yaşamını seyrediyoruz.
Bir arkadaşımın deyimiyle “Korkunç bir kitap!” olan Çocukluğun Soğuk Geceleri herkesin kütüphanesinde kendisine yer bulabilecek, her okuru etkileyebilecek bir eserdir.
Ben, yazarın hayatını araştırıp, rahatsızlığını öğrendikten sonra kitaptan zevk almaya başladım. Bu yüzden size tek önerim yazarla ilgili biraz bilgi sahibi olup, kitaba öyle başlayın. Okuyun. Tezer Özlü okuyun.
Beğeneceğinizi düşünüyor, keyifli okumalar diliyorum. Hepinize iyi akşamlar..