Güçlü olmak istiyorum güçlü görünmek değil. Mutlu olmak istiyorum, mutlu görünmek değil. İyi olmak istiyorum iyi görünmek değil... Ne çok görüntüyle alâkalı her şey, görünene ait sanki yaşam. Hâlbuki görünmeyenin elinden akıyor zaman. Görünmeyenden alıyoruz tüm varlığımızı, yaratılışımızı. Görünmek adına her şeye bürünüyoruz ve eziyoruz ayaklarımızın ve gururumuzun altında her şeyi. İnsan olmak adına insan olmaktan çıkıp var ediyoruz kendimizi. Güzel dışında hiçbir şeye yaşam hakkı tanımıyoruz. Güzellik de belli bir kesimce kısıtlanmış alana hitap ediyor. Herkesin güzel bulduğu şeyi sahipleniyoruz ruhsuzca. Samimiyet, merhamet ve değer yargılarını değersizleştiriyoruz sahip olmadığımız için. Şöyle düşünüyorum da ben ötekileştirdiğiniz o kişiyim. Kimseyi kendi düşüncelerimin altında ezmeye çalışmadım. Kendi güzelliğimi kimsenin önünde bulmadım; gördüğüm her şey daha güzeldi benim için. Daha güçlü hissetmek için kimseyi de ezmedim. Ego savaşım bir başkasının yıkımı olmadı. Çocukluğumdaki gibi kalmayı istedim hep. Öylesine olduğum gibi, içimden geldiğince, çaba sarf etmemiş çocuk kalbimle. Neden iyi şeyler terkediliyor hep, neden olduğuna sahip çıkmadan olacağının peşine düşüyor insan. Kavgam bitmedi, bitmeyecek hatta kendimle bile. Evrildiğim her şeye, herkese karşı çocuk yanım savaşta olacak. Ne zaman kendimden gitsem yine kendime doğru kosacağım. Çocuk adımlarımla, çocuk şarkılarımla, çocukken sevdiklerimle. Şimdi nasılım bir yanım hâlâ o günlerimden kalma, bir yanım büyüyor bir yanım eksik ve o çocuktan eksilmiş...🦉✍🏻
“Kötü ya da iyi hissetmenizin nedeni düşündüğünüz şeylerdir. Çünkü hissetmek düşünmek ile başlar.” -Farâbi
Reklam
"Kötü ya da iyi hissetmenizin nedeni düşündüğünüz şeylerdir. Çünkü hissetmek düşünmek ile başlar."
Farabi
Farabi
KENDİ KİTABIMDIR (KALBİNİ ALLAH'A ADA)
Biliriz ki bir çoğumuz kendisiyle baş başa kalmaktan korkar.Kendini tanımayı, kendini keşfetmeyi, bir hobiler edinmeyi seçemez.Yalnızlığa odaklanırız.Gecelerce yeri gelir yatağımızda ağlarız, gözlerimiz şişene kadar.Fakat,unuttuğumuz bir takım gerçekler vardır bazen.Yabana atılmış bir çiçek gibi solsak da, kırılsak da, yıkılsak da bir gerçek var.
Sadece iyi hissetmek istiyordu.
Vedalar her ne kadar kötü bir şey gibi algılansada bazen de veda demek baştan kendini yaratmak, kendini daha iyi hissetmek, yeni bir ben oluşturmak için bazılarını uğurlamak gibi pozitif bir şeydi..
Reklam
19.04.2024
Kendime, sadece oldugum kişi olarak, içimden gelenleri döküyorum. Belki de paylaştığım bu duygular, başka bir yüreğe dokunabilir, bilmiyorum. Ama hissettiklerimi dile getirmek, ruhumu bir nebze rahatlatıyor. Herkesin iyi olmasını istiyorum. Kimsenin üzülmesini istemem, çünkü bu benim tercihim. Onların yüzünde görmek istediğim, sadece mutluluk ışıltıları. Kendim üzgün veya kırgin değilim, sadece yorgun hissediyorum. Hayatın bana sunduğu bazı hayallerin parçalandığını hissediyorum. Bu yükü taşımak için gücü bulamıyorum bazen. Kendimle savaşmak istemiyorum artık. İnsanların acılarını kendi yüreğimde bu denli hissetmek istemiyorum. Keşke kendimi feda edebilseydim ve arkamdaki insanlara mutluluk bırakabilseydim. Ama sanırım Tanrı, benim kendimi kurban etmemi bile kabul etmeyecek. Herkesin mutlu olmasını diliyorum. Ve kimseye yük olmadan, hayal kırıklığı olmadan yaşamalarını arzuluyorum. Belki bu şekilde, bu vedanın bir anlamı olabilir. Ölümümün anlamını anlamalarini bile istiyorum. Anlayamaycak kadar iyi olsun herkes. Kimsenin sırtına yük gözüne yas olmadan yol alsinlar. Kırgın degil, kendinden emin gidiyorum, 10 gun bile dayanamadim heyecandan olucektim:)) Hic var olmamayi dilerdim Beni affetmeyin affederseniz çabuk unutursunuz:)…
Kendini değersiz hissetmek
Son zamanlarda bu hissi o kadar çok yaşıyorum ki. Çünkü çevremde sayısız insan var ama derdimi anlatsam ya anlamıyorlar ya da yokmuş gibi geçiştiriyorlar. Oysa ben içimdekileri birilerine anlatıp konuyu kapatmak istiyorum. Ama sanki kimse beni dinlemiyor gibi. Kimse benim yerimde olmak istemiyor gibi... Boşluktayım, yapayalnızım, bir girdabın
"Okuldaki en kral hoca sizsiziniz hocam. Sizle konuştuktan sonra hayatım kökten değişti. Sizin o söyledikleriniz çok etkili oldu hocam" Evet işte bu, tam olarak bu. Bazen bunun gibi geribildirimler alıyorum. Çocukların yüzünde neşe ve heyecan oluyor. Dezavantajlı koşullarına ve her türlü zorluklarına rağmen hayata umutla bakmaya başlıyorlar. Ve sonra da çabaladıklarını görüyorum. Mesleğin getirdiği pozitif etkiyi zaman zaman hissetmek iyi bir moral oluyor.
Duygu/Düşünce
Burada, gözle görünmeyen, içsel bir enerji mücâdelesi vermek gerektiğini düşünüyorum. Yanlış duygu üretimine ve olumsuz düşünce modellerine düşmemek gerekiyor. Örnek olarak, bir paylaşımı "doğru" değerlendirmenin (ne fazla derinleştirerek, ne de yüzeysel olarak) burada önemli olduğunu düşünüyorum. Paylaşımlar okurların frekansının yükselmesine (ufkunun genişlemesine) ya da frekansının düşmesine (ufkunun daralmasına ve/veya hayat enerjisinin düşmesine) sebep olabiliyor. Bu bakımdan, hassas olmayı da bilerek, sorumlu paylaşmak da gerekir. Bir okur'u takibe almak ya da takipten çıkmak da frekans uyumu ile ilgili olabilir. Seçimdir, tercihtir. Bu nedenle belki de ne takibe alınınca sevinmeliyiz, ne de takipten çıkan olunca üzülmeliyiz. Bununla birlikte, benim için doğru yolda ve yönde olduğumu hissetmek önemlidir.. Kısacası, bir paylaşım; yorum, takip eden, ileti vb. bu konuda yardımcı olabilir. Başka bir yönüyle, takibinden ayrıldığım okur ile aynı yöne bakmayı artık tercih etmemek de bir tercih olmalıdır. "İnsanın frekansı yükseldiğinde duyguları artar, yargısız ve koşulsuz herkese karşı sevgi dolu olur." diye okudum bir yazıda yakın bir zamanda. Normal koşullarda bu iyi bir hâldir sanıyorum. Öyleyse, bu hâl'in korunması gerekmektedir. Konu önemlidir. Çünkü, olumsuzluklar çoğunlukla aklın olmadığı ortamda, duygu alanında meydana geliyor..
Reklam
Kalbim seni istiyor, iyi hissetmek için Ruhum seninle dans etmek istiyor, huzur bulmak için En acısı ise sen istemiyorsun beni Ve ben seni hep bekliyor olacağım belki gelirsin diye
Sana tek iyi gelen kişiyi rahatsız ediyormuşsun gibi hissetmek..
iyi gibiyim bilmiyorum ama içimde geçmek bilmeyen bir sancı var neresi olduğunu bilmiyorum düşünmekten yorgunum zihnim acıyor bazen hissetmek istemiyorum ama duygularını kaybetmek ne kadar zor onu da biliyorum içimde bi yer var acıyan bazı şeyler toparlanmıyor toplayamıyorum en başta kendimi mutluluğumdan çok korkuyorum bunun sonucu korktuğum gibi olacaksa eğer mutlu olmak da istemiyorum eksik çok yanım kaldı bi parça değil iki parça değil anlamsız bi puzzle gibiyim çöpe değer nasıl geçecek bilmiyorum neyle doldurabilirim o boşlukları hiçbir şey uyduramıyorum değer verilmedikçe eksilip gideceğim ve sonunda yok olacağım Her neyse belki geçer
"Hissetmek ne renktir acaba..?"
Fernando Pessoa
Fernando Pessoa
Benim için hayat Mor demek. Mor rengi üzüldüğümde karşıma en koyu haliyle çıkarken sevindiğimde ve mutlu olduğumda koyuluğuna beyaz katıp açık rengiyle süsler dünyamı. Mor demek renkten ziyade yaşamak demek benim için. İyi ve kötü onda bir araya gelir ve ruhumun parçalara bölünmüş her bir zerresini bütün yapar. Hayatıma yeni Mor lar eklemek için her gün biraz daha ben olmaya doğru...