Haydut Karokep Jarvinen konuşmasında Haydut Karokep’in hayatını hatırlattı: -Efendiler! Bundan yirmi beş yıl önce bütün Finlandiya’yı heyecan ve dehşet içinde bırakan Johan Karokep ismini hatırlıyor musunuz? Karokep, bir hırsız ve hayduttu. Büyük şehirlerdeki bankaları, işyerlerini ve kiliseleri soyardı. Hırsızlık yaparken âdeta polise
"dünyada iki türlü insan vardır: çarpan, çarpılan. çarpılanlardan olmak istemiyorsan, başkalarını çarpmaya bak. fazla okumak lazım değil. insanı delirtir ve hayatın gerisinde bırakır. ama matematik dersinde dikkatli ol. dört işlemi bilmen yeter. para hesabını becerebilirsen kazıklanmazsın, anladın mı? hesap önemli; en kısa zamanda hayata atılman lazım. gazeteyi okuyabiliyorsun ya, kâfi. ticaret öğrenmeli, insanlarla muhatap olmalısın. beni dinlersen eğer, bir ton kitap okuyacağına, git ayakkabının bağını isporta tahtasına koyup sat, daha iyi. yüzsüz olmaya çalış; unutulma sakın! elinden geldiğince ortalarda boy göster. kendi hakkını al; küfürden, hakaretten yılma. lâf dediğin havada kalır. bu kapıdan kovulursan, öbür kapıdan gülümseyerek gir. anladın mı? yüzsüz, kaba ve cahil. bazen işlerin yolunda gitmesi için doğruymuş gibi davranmak gerekir. memleketimizin bugün böyle adamlara ihtiyacı var. günün adamı olmak lâzım. itikat, din, ahlâk, bunların hepsi lâf salatası. ama takiye yapmak gerek. çünkü halk için önemlidir. insanlara itikat gerek; yular takmak lâzım onlara. yoksa toplum dediğin bir engerek yuvasıdır; nereye elini soksan, sokarlar. insanlar itaatkâr, kaza ve kadere itikatlı olmalı ki sırtlarında güvende iş yapmak mümkün olsun. önemli olan yemek yemek, selam vermek, insanların arasına karışmak, kadınlara sırnaşmak, dansetmek, yapmacık yapmacık gülmektir. hele hele yüzsüz olmayı mutlaka öğren. bu devirde böyle şeyler geçerli olduğuna göre, ayak uydurmak lâzım."
Reklam
Bu güzel metaforların şifresini kendi başına çöz; derinlemesine düşün onlar hakkında. Bu yüzden hikayeler üzerinden konuşuyorum. Onlar üzerinden hiç kimse konuşmamıştı. Niçin ben bu küçük hikayeler üzerinden konuşuyorum? -sadece nasıl düşüneceğine dair sana birkaç ipucu vermek için. Bunlar bu hikayeler üzerine yapılan yorumlar değiller; ben bir
9. BÖLÜM SONSUZ SABIR Bir zamanlar cennet meyvesini işitmiş olan bir kadın vardı. Ona tamah etti. Adına Sabar diyeceğimiz bir dervişe sordu, “Bu meyveyi nasıl bulabilirim ki böylece mevcut bilgiye erebileyim? “Sana verebileceğim en iyi tavsiye benimle çalışman olur,” dedi derviş. “Fakat böyle yapmazsan, kararlı bir şekilde ve bazen yerinde
Bir Yudum Kitap
Günaydın. Dostoyevski, "Duvarı yıkacak gücüm yoksa, onu yıkmak için kendimi paralayacak halim yok tabii ki." der ve ekler: "Fakat önümde duvar var diye ona boyun eğecek de değilim." Ben ne yapabilirim ki dememeli sevgili okur. Çocukların öldüğü bir dünyada duvarlara boyun eğmemeli. Var olun.   --> Dostoyevski - Karamazov
Bir Yudum Kitap Güzelliği
Başkasına yargıçlık etmeye hakkın olmadığını asla unutma. Çünkü suçluyu yargılayan yargıç, kendisinin de karşısında duran kadar suçlu olduğunu, o adamın işlediği suçta belki herkesten çok sorumlu bulunduğunu bilmelidir. Saçma görünmekle beraber gerçektir bu. Çünkü ben doğru bir insan olmuş olsam karşıma bir suçlu çıkmayacaktı belki.
Sayfa 420 - Türkiye İş Bankası Yayınlar
Reklam
103 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.