"... başımı kayıtsız, mavi göğe kaldırıyorum, yüzümü rüzgâra, esintinin bilinçsiz serinliğine bırakıyorum, gördükten sonra gözlerimi kapatıyorum, hissettikten sonra yüzümü unutuyorum. Böyle daha iyi olmasam da, başkalaşıyorum."
"Büyük kentin en iyi yanı ne biliyor musunuz? Her şey sizi yeni, başka bir düşe götürüyor. Hiç tanımadığınız insanları düşünmeye başlyorsunuz. Başka yerde yüz yılda göremeyecekleriniz yüz adımda önünüzde. Hiçbir şey imkânsız değil burada. Kalabalık öyle bir korunak ki gizlenmek için duvarlar gerekmiyor. Yalnız değilsiniz. Ya da yalnızlardan oluşan kocaman bir örgütün bir üyesi de sizsiniz. Herkes bir ada burada. Evlerden ve akşamlardan payınıza düşen bir uzaklık olsa da sokaklar herkesi aynı yakınlıkla kabul ediyor. Kendine sahip çıkmaktan başka bir olanağı olmadığını öğreniyor insan.