''Akıllı iki kız kardeş varmış, bilgiye açlarmış ve okullarındaki, etraflarından aldıkları bilgi yetersiz olmuş. Yörelerindeki en büyük bilgeye gitmeye, ondan da bilgi almaya karar vermişler. Bilge adam kızların sorduğu bütün soruları bilmiş. Kızlar daha fazla bilgi almak için bir süreliğine daha bilgenin yanında kalmışlar. Ama sonra bilgenin her sordukları soruyu bilmelerinden sıkılmışlar. “Bilgenin dahi bilemeyeceği bir soru bulalım” demiş birisi. Kızlardan biri, bilgenin bile bilemeyeceği bir soru buldum diye sevinmiş. Avucumun içine bir kelebek alacağım “Avucumun içinde bir kelebek var. Canlı mı, ölü mü?” diye bilgeye soracağım, ölü derse kelebeği serbest bırakacağım. Canlı derse, avucumu hafifçe bastıracağım. Kızlardan biri avucu kapalı bilgeye uzatmış ve sormuş: – Avucumun içinde bir kelebek var; bilin bakalım canlı mı, ölü mü? Bilge, kızın gözlerine uzun uzun bakmış ve cevap vermiş: – Senin elinde kızım senin elinde… Hayat akarken; iyi veya kötü, güzel veya çirkin, doğru veya yanlış, mutluluk veya hüzün, avucunuzdaki kelebek gibi senin elinde.''
Erkekler uygun bir kadın görür görmez, iyi-kötü, güzel-çirkin, hiç bakmaz, haftalardır aç kalmış hayvanlar gibi üzerine atlarlar. Hepsinin alışkanlığı budur. Sonra da bunu aşk zannederler.
Sayfa 422 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Herkes kitap satmamalı!
Bana kalırsa, bir "Kitapları Koruma Derneği" kurmalı ve kitaplara kötü muamele edilmesini önlemeli. Herkes bu işi yapamaz. Bazı zalim insanlar, binbir itina ile hazırlanan o çiçek gibi kitapları alırlar, hiçbir koruyucu tabakaya sarmadan, evet olduğu gibi, üst üste koyarlar; sonra kalın ve çirkin bir iple bağlarlar. Zavallı kitapların, özellikle en üstte ve en altta kalanları, bu işlem sırasında kurban edilirler; kapaklarının üstünde haç biçimi yaralar meydana gelir. Kaba taşıyıcılar da onları oradan oraya fırlatırlar. Lekeler ve buruşukluklar kitapları incitir. Kapaklar, dizgiler, baskılar için gösterilen bunca itinaya yazık olmaz mı? Satıcılar da gelişigüzel dizerler onları; isimlerini bile öğrenmeden. Onlar için en iyi kitap, en çok satılan kitaptır. Müşterinin ne biçim bir insan olduğuna bakmadan, yalnız en çok satılan kitapları överler onlara. Bu adamları bir imtihandan geçirerek yeterlik belgesi verilmeli Olric. Herkes kitap satmamalı.
Sayfa 576 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
-İster iyi, ister kötü, ister gü­zel, ister çirkin, sözlerinden şunu anlıyorum ki, kardeşim, sen hepsinden hoşlanıyorsun.
millet daha birini bulamıyor beeKitabı okudu
Doğru, iyi, yeni ve güzel, ne varsa Batıda; yanlış, kötü, köhne ve çirkin ne varsa Doğuda... Ve bu ana mizan üstüne ve nirengi noktasına göre, her sahada bataklık ve bu bataklıklarda çırpınan bir millet ve devlet...
İnsan bir bütündür, kişiliğini oluşturan etkenler arasında, iyi-kötü, güzel-çirkin ve doğru-yanlış gibi ikilemler vardır. Duygusal zeka, duyguların boş bırakılması değil, etkili, uygun ve yararlı bir şekilde algılanmasını,anlaşılmasını,tanınmasını, yönetilmesini,gerçeklerden kaçan ve gerçeklerle yüzleşmek istemeyen birinin gerçeklerle yüzleşmesini sağlar.
Sayfa 20 - Nobel Tıp KitabevleriKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.