intihar edenlerin soğuk bedenlerine bakanlar, orada, çiçeklerini soldurmamak için uzunca bir süre direten küçük bir bahçe göreceklerdir. solmaya başlamadan önce dünyayı bir kalp yangınına çevirecek kadar renkli, hayatı mutluluktan sarhoş edecek envai çeşit koku salan bir sürü çiçek, nasıl olmuşsa bir ölüm korosunun uğultulu enstrümanlarına dönüşmüşlerdir. azcık suyla canlanmasını bilen, azcık itinayla hemencecik gülümsemeye razı bu çiçek bahçesinin etrafından öteki insanlar hiç mi geçmemişlerdir? çiçeklerini, zalim bir bahçıvanın elinden kurtarmak için didinip duran o küçük bahçenin, kurtuluş umuduyla, köklerine su yerine zehirli ve bulanık sıvılar dercettiğini gören hiç mi kimse çıkmamıştır? elbette az buçuk ilgi duyan çıkmıştır. ama o gecikmiş ilgi, susuzluktan takati kalmayan köklerdeki son direncin de kırılmasına sebep olmuş, yaşamak için hâlâ bir şansı bulunan çiçekleri, yarım yamalak iyi niyetine kurban etmiştir...
“Eğitime gelince, bu eğitim pek kötü olmalı çünkü onun kafasına kazıdığınız tüm ilkeleri yeniden oluşturmak zorunda kaldık burada biz; onun mutluluğuna hizmet eden bir tek ilke bile yok, saçma ya da kuruntu ürünü olmayan bir teki bile yok. Sanki varmış gibi Tanrı'dan söz etmişsiniz ona; gerekliymiş gibi erdemden bahis açmışsınız; din demişsiniz, sanki tüm dini ibadetler güçlülerin sahtekârlığından ve zayıfların aptallığından başka bir şey olabilirmiş gibi; isa demişsiniz, sanki bu salak, bir düzenbazdan ve hergeleden başka bir şeymiş gibi! Düzüşmenin günah olduğunu söylemişsiniz ona, oysa ki düzüşmek yaşamın en zevkli eylemlerinden biridir; onu ahlâklı kılmak istemişsiniz, sanki bir genç kızın mutluluğu sefahatte ve ahlâksızlıkta değilmiş gibi, sanki tüm kadınların en mutlusu tartışmasız biçimde pisliğe ve hovardalığa gırtlağına kadar batmış olan değilmiş gibi, tüm önyargılara en iyi meydan okuyan ve onurla en fazla dalga geçen değilmiş gibi! Ah, yanılıyorsunuz, yanılıyorsunuz madam! Siz kızınız için hiç bir şey yapmadınız, doğanın buyurduğu yükümlülüklerin hiçbirini onun için yerine getirmediniz: Eugénie size ancak kin borçlu.”
Reklam
264 syf.
·
Puan vermedi
İndirimde görüp kapakta sadece Serra Yılmaz var diye aldığım ama okuduktan sonra Emine Uşaklıgil’i nasıl atladığıma üzüldüğüm kitap. Birbiriyle dost olan iki sıra dışı kadın, keyifli bir sohbet sırasında hayat hikayelerini anlatıyorlar. Dostlukları uzun yıllar öncesine dayanıyor; birçok ortak noktaları var: köklü ailelerden gelmeleri,
Şimdilik Bu Kadar
Şimdilik Bu KadarEmine Uşaklıgil · Can Yayınları · 201831 okunma
496 syf.
9/10 puan verdi
Hasret kaldığımız türden bir kadın karakter: Lara
Alırken hiçbir beklentinin olmadığı ama okuduktan sonra derin bir "vay" dedirten kitaplar olur ya? Köprü krallığı öyle bir kitap oldu benim için. Bu tarz kitaplarda aradığım her şey vardı; Aşırı güçlü kadın karakter? Check Düşmanlıktan doğan aşk? Check Akıcı ve heyecanlı bir kurgu? Check E ben daha ne isterim? Tek kelimeyle
Köprü Krallığı
Köprü KrallığıDanielle L. Jensen · Martı Yayınları · 2022996 okunma
…Lev Tolstoy haklı olarak şu sözleri söyler: “Hayattaki düzensizliklerin en büyük nedenlerinden birisi şudur ki, herkes hayatında refaha kavuşmayı arzu eder; fakat hayatını çalışarak iyileştirme, daha iyi bir biçimde düzenleme ihtiyacını hissetmez.” Herkes hayattan bir sey almak ister ancak ona bir şey vermek istemez. Çoğu kimse hayata menfaatçi,
Sayfa 52 - Karbon KitaplarKitabı okudu
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İLKER KILIÇ // İNSANCIL KIYIM #alıntı “ Bakımsız bırakılan bahçede biten ayrık otları, bahçedeki tüm suyu ve toprağı bir asalak gibi emerek bahçenin tamamını ele geçiriyor. İyinin yeşermesine artık imkan yok!” #kitapyorumu •*• Alıntıda geçen ayrık otlarından kast edilen , kötü insanlar. Dünya politikasına dikkat edilirse, nüfusun azaltılmaya çalışılması için çeşitli hastalıkların icat edildiğini görürüz. Bunlardan biri de Corona idi. Dünyada bulunan kaynaklar insanlara yetmediği için ve insanların tüketim çılgınlığı günbegün arttığı için böyle bir politika benimseniyor. İnsanlar kim olduklarına bakılmadan, acımadan öldürülüyor. Bu düşünceden yola çıkarak, yazar dünyadaki kötü insanların öldürülmesine yönelik ütopik bir düşünce geliştiriyor. Aslında ütopik de denmez çünkü bu konu artık günümüzün bir gerçeği. Kötü insanların öldürülmesine yönelik bir sistem oluşturuluyor ve dünya kötülerden temizleniyor. Konu itibariyle oldukça ilgimi çeken bu kitabın dili akıcı ve sadeydi. Kötü insanlar kim, neye göre, kime göre kötülük ; düşüncelerini satırlar arasında sorgulattı. Kitabın vermek istediği mesaj çok anlamlıydı. Kötülerin zaman geçtikçe , iyileri de kendine benzettiği! Kötüleri temizlerken iyilerin de kirlendiği… Çünkü ayrık otlarını temizlemek biraz da kirlenmeyi gerektirir. Betimlemeler , kişilerin duygu-durum analizleri ustaca yapılmıştı. Kendimi klasik eser okuyor gibi hissettim. Kitabı oldukça başarılı buldum. Olay - kurgu dizisi sarsıcıydı. Yerli yazarımıza olan ümidimi artırdığı için yazarımıza teşekkür etmek istiyorum. Başarılarının daim olmasını diliyorum.
İnsancıl Kıyım
İnsancıl Kıyımİlker Kılıç · Fihrist Kitap · 202130 okunma
Reklam
1.000 öğeden 811 ile 820 arasındakiler gösteriliyor.