_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
“Bir şeyi saklamanın en iyi yolu, onu herkesin görebileceği bir yere koymaktır.” “İp çok ama ben uçlarını bulamadım.” “Bir kadının sezgileri, bazen en mantıklı çıkarımlardan bile daha değerli olabilir. Karmaşık beyinleriyle ard arda sıraladıkları senaryoları mutlaka dikkate alın. Bunlar sizi hiç tahmin etmediğiniz sonuçlara
Reklam
AŞKTA ESAS OLAN ÖZÜ BULMAKTI.
Zekeriya Nebi hiç durmadan Meryem'le konuşuyordu: "Hâlden hâle çevrilen, yanardöner bir özelliği vardı kalbin. Çabuk cezbedilir, çabuk etkilenir, çabuk kırılır, çabuk yorulur. Sevince tam sever. Orada bir tek gerçek sevgi hüküm sürer. "Ne kadar büyüktür?" diye sordu Meryem. "O kadar büyük, o kadar sonsuzdur ki kalp ölümlü olanlar içini dolduramazlar. Sonlu olanlar avutamazlar o yalnızlığı. Fani sevdalar, insanın ruhunun sahrasında kum kadar cılızdır. Bir ucu kalpte, bir ucu sonsuzlukta olan kadim bir sahildir orası." "O hâlde kalbi çok iyi bilmek gerek." "Kalbi iyi tanıyanlar ve ihtiyacını iyi bilenler boş sevgilerle avunmaztlar. Sevdikleri her varlığı, gerçek Sevgili hürmetine sevip sayarlar, konargöçer sevdaların ev sahipliğini yapmazlar. Ebedi ve daimi olanın hatırına varlığı severler ve ikram ederler." "Yani kalbe her geleni içeri almamak mı gerekir?" "Kalbi tanıyan kişi anlar ki orası kısır sevgilerle dolmaz. Kalp, ancak Allah sevgisiyle dolunca mutlu olur. Ondan gelen her şeyi sineye çekip şükreder. Zira Sevgiliden gelen her diken incitse de onu güle götürür. Gülün kokusunu alana dikenin batışı lezzet verir. O muhabbet, Müşahedetullaha götürür. Kalbi tanıyan insan, varlığını sever, âlemi tanır, vesveselerden arınır. Sevme mahalli olan kalbi tanıyan kendini tanır. Ciddiyete erer, boş sevdalardan kurutulur, hayata karşı lakaytlığı atar, umutsuzluğu kovar, mutsuzluğu defeder ve sonsuz bir huzurun neşesine kavuşur. Kalpler, sadece Rabbin sevgisiyle gerçek huzuru bulur, bunları unutma."
Ateş'in Dursun' a gönderdiği yazının Dursun'ca kırpılmamış hali
Kitabının 263-268 nci sayfalarında Turan Dursun, benim yazdığım bir mektuptan söz ediyor. 2000 e Doğru Dergisinin, 11 Mart 1990 tarihli ve 11 sayılı nüshasında yayinladığı, Ayın yarılması ile ilgili ayeti ele alarak "Kur'ân'da Bilim Dişı şeyler bulunduğu"nu iddiâ eden yazısı üzerine, bir cevap hazırlayıp Dergiye gönderdim -kendine değil-
Platon'un Mağara Alegorisi
-Işığın geldiği yönde, mağaranın kendisi kadar geniş bir ağzı bulunur. -İnsanlar çocukluklarından beri ayaklarından, boyunlarından zincire vurulmuş, bu mağarada yaşıyorlar. Ne kımıldanabiliyor, ne de burunlarının ucundan başka bir yer görebiliyorlar. Öyle sıkı sıkıya bağlanmışlar ki, kafalarını bile oynatamıyorlar. ... -Yüksek bir yerde yakılmış
Sayfa 235Kitabı okudu
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
Reklam
47 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.