“Ayakkabılarım olmadığı için üzülürdüm, ta ki sokakta ayakları olmayan adamı görene kadar. “ Balzac İnsanların hayattan bitmek tükenmek bilmeyen beklentileri vardır. Ve karşılanan her beklenti yerini başka bir isteğe bırakır. Sonu gelmeyen isteklerimiz bizi tatminkâr olmayan ve yetinmeyi bilmeyen bireyler haline getirir. Bu da zorluklarla dolu
“Ayakkabılarım olmadığı için üzülürdüm, ta ki sokakta ayakları olmayan adamı görene kadar. “ Balzac İnsanların hayattan bitmek tükenmek bilmeyen beklentileri vardır. Ve karşılanan her beklenti yerini başka bir isteğe bırakır. Sonu gelmeyen isteklerimiz bizi tatminkâr olmayan ve yetinmeyi bilmeyen bireyler haline getirir. Bu da zorluklarla dolu
Reklam
141 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Okulsuz toplumun getireceği felaketleri okuyacağımı umarken okulsuz toplumu savunan bir kitapla karşılaştım. Okurken yazarın haksızlığa uğradığını hissettim. Biraz araştırdığımda Ivan Illıch'in bir toplum eleştirmeni olduğunu öğrendim. Tabi ki bu onun eğitim alanında eleştiriler yapmasına engel teşkil etmiyor. Fakat Ivan Illıch sadece okula değil toplumsal diğer tüm kurumlara karşı durmuş ve eleştirmiş. Bu yüzden kitabı okurken içimi büyük bir karamsarlık kapladı. Haklı yönlerini görmeye çalıştım. Çocukların hayatın içinde olduğu şeyleri en iyi öğrendiğini savunarak "yaparak, yaşayarak öğrenme" tekniğinin haklılığını savunmuş. Yine çeviri olarak tam karşılığı mıdır bilmiyorum ama yetenek öğretimi dediği şey bana göre hayat boyu öğrenmeye karşı geldiği için haklılık içeren başka bir kısım diyebilirim. Bunun yanında okulun tüketici yetiştirdiğine ve okulun bir endüstri olduğuna dair görüşleri var. Okul dediğimiz yapının insanın kendi kendini yaratmasının önündeki en büyük engel olduğunu söylüyor-varoluşçuluk akımı kokusu geldi burnuma-. Söyledikleri ne kadar doğru ne kadar yanlış tartışılır. Zaten tartışılmış ve görüşlerinin fazla kötümser olması sebebiyle yaşadığı ülkede etkisi gitgide azalmış. Tüm bunlara rağmen eğitim adına karalanan tek bir çizginin bile kıymetli olduğunu düşündüğüm için ve farklı bir bakış açısı kazanmak için okunmalı diyorum.
Okulsuz Toplum
Okulsuz ToplumIvan Illich · Şule Yayınları · 20183,948 okunma
BİLİNÇLİ TÜKETİCİ! Hepimiz bilinçli tüketici olmaya çalışıyoruz ya. Kazıklanmayacağız, paramızla alınabilecek en iyisini alacağız. Bu amaçla hayatımızın en gerzek durumlarına düşüyoruz bazen. Marketlerde sebze meyve seçenlere dikkat edin. Herkes kavun karpuzu şöyle bir atıp tutup tok toklar. Niye? Siz biliyor musunuz niye öyle yapıldığını? Tok tok diye bir ses çıkınca iyi de, tak tak diye çıkarsa bozuk kar-puz mu? Bence çoğu insan tam olarak bilmiyor ama âdettendir diye elliyoruz. Aynı şekilde, mesela beyaz eşyalar. İyi olup olmadığını inceleyerek nasıl anlayacaksın ki? Motorunu göremiyorsun, görsen de bir şey anlaman mümkün değil. Geriye tek seçenek kalıyor, kapağını açıp kapatmak. Buzdolabı, bulaşık makinesi, mikrodalga fırın, hepsi bu kapak açıp kapatmanın kurbanıdır. Alışveriş sırasında, eşyaların kapağı üç beş defa açılır, kapatılır. Sanki o paraya değip değmediği bu şekilde anlaşılır. Onun için ben beyaz eşyacı olsam şunu yapardım. Özel programları, sağlamlığı falan boş ver. Ama kapak süper olsun! Açılırken, uzay gemilerinin içindeki kapılar gibi "trınktşşş" diye bir ses çıkarsın, ışıklar yanıp sönsün, tüketici etkilensin. Gerisi mühim değil.
470 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
GİRİŞ İnternet devletlerin ve şirketlerin hayatından daha öteye giderek bireylerin dünyasını şekillendirme etkisini sürdürmektedir. Toplumsal hayatın bütün kurumları da pozitif ve negatif bir değerlendirme ile bu etkinin altında hızlı değişim yaşadığı ve Friedman’ın “Küreselleşme 3.0” (2010:20) olarak adlandırdığı bu sürecin hangi boyutlarda
Dünya Düzdür
Dünya DüzdürThomas L. Friedman · Boyner Yayınları · 200654 okunma
Alp.
Seni Kinyas en son Fransa'da görmüştüm. Paris'te. ama Kayra, seni en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum. Neyse, önemli değil. Çok zaman geçti sonuçta görüşmeyeli. Paris'ten ayrılmamı biliyorsunuz herhalde. Zaten çok fazla anlatılacak bir tarafı da yok. Neden bana verdiklerini hala anlayamadığım o bursla, şu an ismini yanlışlık yapmamak için
Sayfa 219 - Doğan Kitap, 52. baskı, 2016Kitabı okudu
Reklam
Hikaye Denemeleri 3 AHMAKLIK ÜZERİNE Ahmaklık ! Aptal olmak ne güzel şeydir ! Hiçbir şeyin farkında olmamak ! Düşük ücretle çalışmayı dert edinmemek,tüketici kölesi olduğunu bilmemek,medyanın yalanlar dünyasını fark etmemek,satın alınmış sözde aydın özde dalkavuk siyaset adına konuşan televizyondaki yardakçıların birer yalancıdan ibaret
"Kalbinin sesini dinle" tavsiyesi zihinlerimize 19.yüzyılın Romantik mitleriyle 20.yüzyılın tüketici mitlerinin bir karışımı olarak kazınmıştır.Örneğin Coco Cola Company, Diet Cola'yı "Diet Cola. Sana ne iyi geliyorsa onu yap"sloganıyla pazarladı.
Sayfa 123 - Kollektif kitapKitabı okudu
Günümüz Batılılarının en el üstünde tuttukları istekleri, yüzyıllardır tedavülde olan romantik, milliyetçi, kapitalist ve hümanist mitler tarafından şekillendirilmiştir. Birbirine tavsiye veren arkadaşlar sık sık, "Kalbinin sesini dinle," derler. Ama kalp genellikle dönemin hâkim mitlerinden talimat alan iki taraflı bir casustur ve "Kalbinin sesini dinle" tavsiyesi zihinlerimize 19. yüzyılın Romantik mitleriyle 20. yüzyılın tüketici mitlerinin bir karışımı olarak kazınmıştır. Örneğin Coca-Cola Company, Diet Cola'yı "Diet Cola. Sana ne iyi geliyorsa onu yap," sloganıyla pazarladı.
Sayfa 129Kitabı okudu
"Günümüz Batılıların en el üstünde tuttukları istekleri, yüzyıllardır tedavülde olan romantik, milliyetçi, kapitalist ve hümanist mitler tarafından şekillendirilmiştir. Birbirine tavsiye veren arkadaşlar sık sık, "Kalbinin sesini dinle" derler. Ama kalp genellikle dönemin hâkim mitlerinden talimat alan iki taraflı bir casustur ve "Kalbinin sesini dinle" tavsiyesi zihinlerimize 19. yüzyılın Romantik mitleriyle 20. yüzyılın tüketici mitlerinin bir karışımı olarak kazınmıştır. Örneğin Coca Cola Company, Diet Cola'yı "Diet Cola. Sana ne iyi geliyorsa onu yap," sloganıyla pazarladı."
718 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.