Bir manastırda bir piskoposun mezarı başında yazılı şu cüm­ leler ne anlamlıdır: "Genç ve hür iken, düşlerim sonsuz iken, dünyayı değiştirmek is­ terdim. Yaşlanıp akıllanınca, dünyanın değişmeyeceğini anladım. Ben de düşlerimi kısıtlayarak, sadece memleketimi değiştirmeye karar ver­ dim. Ama o da değişeceğe benzemiyordu. İyice yaşlandığımda, artık son bir gayretle, sadece ailemi, kendime en yakın olanları değiştirmeyi denedim, ama maalesef bunu da kabul ettiremedim. Şimdi ölüm döşeğinde yatarken birden fark ettim ki, önce yalnız kendimi değiştirseydim, onlara örnek olarak ailemi de değiştirebilir­ dim. Onlardan alacağım cesaret ve ilhamla, memleketimi daha ileri gö­ türebilirdim. Kim bilir, belki dünyayı bile değiştirebilirdim!" Dünyayı kurtarmaya kendinden başlamak, bencillik değil ba­şarının gereğidir. Kendini geliştirmemiş, kendini kurtarmaktan acizken, fedakârlık edebiyatıyla 'memleketi kurtarmaya' çalışan­lar bu ülkeye en fazla zarar verenlerdir. Bu topluma yapabileceği­niz en büyük iyilik kendinizi başarılı biri yapmaktır. Kendi iç başarı­sını gerçekleştirmeden dış (sosyal) başarıya ulaşmış insanlardan biri olmamaktır.
İyilik dünyayı değiştirebilir. Kalbinde iyilik ve ruhunda bu iyiliği harekete geçirecek bir irade taşıyan herkes, tarihi yeniden yazabilir. Ancak iyiliğin iradesi bizim dünyadaki varlığımızı görünür kılar; bizden başkalarına taşınacak bir ümit, bir neşe, bir sevinç dünya yüzeyindeki alanımızı genişletir.
Reklam
394 syf.
·
Puan vermedi
Fyodor Dostoyevski’nin Ezilenler romanı, görünürde bir aşk ve yoksulluk hikâyesi sunsa da derinlerde insan ruhunun çalkantılarını, ahlaki ikilemlerini ve vicdanın sessiz çığlıklarını barındıran varoluşsal bir anlatıdır. Bu anlatının merkezinde yer alan İvan Petrovic, yalnızca bir gözlemci değil; aynı zamanda acıya, adaletsizliğe ve aşkın karmaşasına tanıklık eden, ama çoğu zaman çaresizlik içinde susan bir vicdandır. İvan Petrovic’in gözünden aktarılan bu karanlık dünya, sadece “kim eziliyor” sorusunu değil, “kim neden susuyor?” sorusunu da sordurur. O, hem duyarlı bir yazar hem de toplumun marjinalleşmiş bireylerine karşı derin bir empatiyle yaklaşan bir figürdür. Fakat empati, eyleme dönüşmedikçe ne kadar anlamlıdır? Dostoyevski tam da bu noktada okuyucuyu sarsar. Prens Valkovski gibi güç figürleriyle karşı karşıya getirilen karakterler, yalnızca ekonomik veya toplumsal olarak değil, ruhsal olarak da ezilirler. Nataşa’nın aşkı ve Nikolay’ın onuru, sistemin dişlileri arasında öğütülürken, İvan Petrovic’in vicdanı, okuyucunun kendi ahlaki aynasına dönüşür. Ezilenler, bir çağın değil, tüm çağların romanıdır. Çünkü insan ruhundaki çürüme ve iyilik arzusu her dönemde çatışır. Dostoyevski’nin sorusu hâlâ geçerlidir: “Bir insan sadece iyi olmakla dünyayı değiştirebilir mi, yoksa iyilik de sessiz kaldığında bir tür suç mudur?” Roman boyunca “ezilen” yalnızca ekonomik anlamda güçsüz olan değil, aynı zamanda duygusal olarak da sömürülen, yalnız bırakılan ve yok sayılan herkestir. Bu yönüyle kitap, dönemin Rus toplumunu yansıttığı kadar, evrensel bir insanlık hikâyesi anlatır.
Ezilenler
EzilenlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202221,6bin okunma
İyilik dünyayı değiştirebilir. Kalbinde iyilik ve ruhunda bu iyiliği harekete geçirecek bir irade taşıyan herkes, tarihi yeniden yazabilir. Ancak iyiliğin iradesi bizim dünyadaki varlığımızı görünür kılar; bizden başkalarına taşınacak bir ümit, bir neşe, bir sevinç dünya yüzeyindeki alanımızı genişletir.
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 günde okudu
Kendini aramak, mutluluk, ego, öfke, yaşamak, özgürlük ve bilinç gibi konularla insan yaşamına ışık tutan bu kitap, adeta bir başucu niteliğinde. Osho, tüm kötülüklerin insanın düşüncelerine bağlı olduğunu vurgulayarak insana kendi içine dönmesini söyler. Zira farkındalık, kusursuz bir düzen ve güzellik ancak oradadır. İnsan kendi içine dönüp kendini ve ruhunu tanırsa eğer, yaşadığı olumsuzlukların üstesinden kolaylıkla gelebilir çünkü düşüncelerini yönetebileceğini bilir. "Kişinin kendini değiştirmesinden daha büyük bir başarı var mıdır?" Mümkün olan tek şey budur. İnsan kendini değiştirirse tüm dünyayı değiştirebilir ve böylelikle kendine, yaşadığı topluma hatta tüm insanlığa iyilik katıp fayda sağlar. Hepimizin kendini gerçekleştirip değiştirmesi dileğiyle...
Osho
Osho
Her Şeye Sahipsiniz Kendiniz Hariç!
Her Şeye Sahipsiniz Kendiniz Hariç!
Her Şeye Sahipsiniz Kendiniz Hariç!
Her Şeye Sahipsiniz Kendiniz Hariç!Osho · Destek Yayınları · 2020670 okunma
Merhamet ne güzel bir şeydir, değil mi? En çirkin insanı güzel, en yoksulu zengin eder. Allah, tüm canlıların kalbine merhamet tohumlarını ekmiştir. Önemli olan, hangimizin bu tohumları büyüttüğü, hangimizin su bile vermeden kurumasını izlemesidir, der Halil Cibran. Eğer merhamet tohumlarını büyütmek istersen, başkalarına gösterdiğin iyilik, aslında senin de kalbini temizler. Unutma, bir damla merhamet dünyayı değiştirebilir.
Reklam
53 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.