Arthur Schopenhauer, örneğin iyimsercilik hakkında şunu der: "...sığ alınlarının altında kelimelerden başka bir şey barındırmayanların düşüncesiz konuşmalarından ibaret değilse, sadece absürt değil, aynı zamanda acımasız da bir düşünce biçimidir. İnsanlığın tarif edilemeyecek acılarıyla bir alay etme biçimi."
Sayfa 108
iyimsercilik
" ... sığ alın­larının altında kelimelerden başka bir şey barındırmayanların düşüncesiz konuşmalarından ibaret değilse, sadece absürt de­ğil, aynı zamanda acımasız da bir düşünme biçimidir. İnsanlı­ğın tarif edilemeyecek acılarıyla bir alay etme biçimi. "
Reklam
Yerkürenin manevî düşüşü o kadar ilerlemiştir ki, [Varlık’ın kısmeti bağlamında kastedilen] düşüşü sâdece görüp bir Böylesi olarak tahmin etmeye dair son manevî gücü kaybetmeye başladılar. Bu basit tespitin, kültür kötümserciliğiyle, ve sonuçta bir iyimsercilikle de, hiçbir ilgisi yoktur; çünkü dünyanın kararması, Tanrılar’ın kaçışı, yerküreni tahribatı, insanların kitleselleşmesi, yaratıcı ve hür olan her şeye karşı nefretçi kuşku, tüm yerkürede çoktan bir boyuta varmıştır ki, kötümsercilik ve iyimsercilik gibi çocuksu kategoriler epeydir gülünç bir hâldedir.
Sayfa 47 - 48Kitabı okudu
Arthur Schopenhauer, iyimsercilik hakkında şunu söylüyor: "sığ alınlarının altında kelimelerden başka bir şey barındırmayanların düşüncesiz konuşmalarından ibaret değilse, sadece absürt değil, aynı zamanda acımasız da bir düşünme biçimidir. insanlığın tarif edilemeyecek acılarıyla bir alay etme biçimi."
Sayfa 108 - Arthur SchopenhauerKitabı okudu
Arthur Schopenhauer, örneğin, iyimsercilik hakkında şunu der: “... sığ alınlarının altında kelimelerden başka bir şey barındırmayanların düşüncesiz konuşmalarından ibâret değilse, sâdece absürt değil, aynı zamanda acımasız da bir düşünme biçimidir. İnsanlığın tarif edilemeyecek acılarıya bir alay etme biçimi.”
Sayfa 108Kitabı okudu
iyimsercilik
"... sığ alınların altında kelimelerden başka bir şey barındırmayanların düşüncesiz konuşmalarından ibaret değilse, sadece absürt değil, aynı zamanda acımasız da bir düşünme biçimdir." •Arthur Schopenhauer
Sayfa 108
Reklam
İyimserler, pembe bir tablo çizmek, insanlığın durumunu müspetlikle örtbas etmek ya da en azından cesur görünmek için üstün çaba sarf eder. Kötümserler bunu yersiz bulur -cenazede neşeli ve sevinçli olmak gibi. Arthur Schopenhauer, örneğin, iyimsercilik hakkında şunu der: " ... sığ alınlarının altında kelimelerden başka bir şey barındırmayanların düşüncesiz konuşmalarından ibaret değilse, sadece absürt değil, aynı zamanda acımasız da bir düşünme biçimidir. İnsanlığın tarif edilemeyecek acılarıyla bir alay etme biçimi. "
İnsanın iyimserciliği dirençlidir. Kanıtlar karşısında zayıflamaz. İyimsercilik yanlılığı gibi psikolojik özelliklere, insanın yaşam kalitesinin çok düşük olduğuna dair ne kadar kanıt sunulursa sunulsun çoğu insan iyimserci görüşlerinde ısrar etmeye devam edecektir.
Sayfa 109
Gorki başkanlığındaki Yazarlar Birliği'nin açılış kongresi (Ağustos 1934) bir tekel oluşturur ve bu tekel Stalin diktatörlüğünü (Stalin'in ölümüyle bile son bulmayan) daha da ağırlaştırır. "Gerçekliği" (Parti siyasetince tanımlanan) "devrimci gelişimi" içinde anlatmayı hedefleyen bu "yöntem" proletarya teorisyenlerine çok şey borçludur. Bu bağlamda, devreye giren unsurlar tutucu bir gerçekçilik (gülünç ve geçmişe özlem duyan: ne "doğalcı", ne "formalist"), "ulusal karakter" (savaşla ortaya çıkan, daha sonra "kozmopolitizm"le karşıtlık içine düşen kavram), iyimsercilik ilkesi (her türlü temel eleştiriyi yasaklayan, hatta "iyi" ve "daha iyi" arasındaki olası "çatışma"yı tek çatışma gibi dayatan), her şeyi "parti hizmetine angaje olma" gibi yücelten ve özetleyen unsurlardır
Sayfa 108Kitabı okudu
İnsanın iyimserciliği dirençlidir. Kanıtlar karşısında zayıflamaz. İyimsercilik yanlılığı gibi psikolojik özellikleri, insanın yaşam kalitesinin çok düşük olduğuna dair ne kadar kanıt sunulursa sunulsun çoğu insan iyimserci görüşlerinde ısrar etmeye devam edecektir.
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Arthur Schopenhauer, örneğin, iyimsercilik hakkında şunu der”...sığ alınlarının altında kelimelerden başka bir şey barındırmayanların düşüncesiz konuşmalarından ibaret değilse, sadece absürt değil, aynı zamanda acımasız da bir düşünme biçimidir. İnsanlığın tarif edilemeyecek acılarıyla bir alay etme biçimi.”
Sayfa 108Kitabı okudu
Sözü edilen tarzda bir karamsarlık, genelde varoluşsal anlamda zayıfinsanların kendine acıması ve sızlanması olarak değerlendirilip reddediliyor. Bu, Polyannacılığın ne kadar güçlü oldu­ğunu gösterir. İyimserler, pembe bir tablo çizmek, insanlığın durumunu müspetlikle örtbas etmek ya da en azından cesur görünmek için üstün çaba sarf eder. Kötümserler bunu yersiz bulur -cenazede neşeli ve sevinçli olmak gibi. Arthur Schopenhauer, örneğin, iyimsercilik hakkında şunu der: "... sığ alınlarının altında kelimelerden başka bir şey barındırmayanların düşüncesiz konuşmalarından ibaret değilse, sadece absürt de­ ğil, aynı zamanda acımasız da bir düşünme biçimidir. İnsanlığın tarif edilemeyecek acılarıyla bir alay etme biçimi."
Resim