Voltaire şu soruya yanıt aramaktadır: Kötülüğün varlığı, Yaratıcının iyiliği ile nasıl uzlaşabilir?
İyimserlere, Leibniz, Pope, Wolf'a göre, "olabilir dünyaların en iyisinde, her şey en iyi durumdadır"; yani, yetkin bir dünya yaratmayan Tanrı, -ki yetkin bir dünya tanrısal bir nitelik taşırdı!- ortaya koyduğu dünyaya azın azı bir de kötülük eklemiştir. Bu kötülük olmasaydı, iyiliği görüp duyamazdık ve Tanrı, öylesine düzenlemiştir ki dünyayı, her kötülüğün karşısına, ondan çok daha büyük bir iyilik koymuştur.
"Yaşam iyimserlere de kötümserlere de aynı terslikleri ve üzüntüleri gösterir ancak iyimserler bunları daha iyi savuştururlar. İyimserler yenilgiden sonra kendilerini toparlar, yaşamları biraz daha yoksul olmasına karşın ayağa kalkıp yollarına devam ederler. Kötümserler ise pes edip depresyona girerler."
Her konuda olduğu gibi ceza hukukunda da iyimserler vardır. Kötümserler de.
İyimserlere göre “Suçluyu kazıyınız altından insan çıkar. Amaç suçludaki insanı değil, insandaki suçluyu yok etmektir. Islah edilmeyecek suçlu yoktur. Yeter ki bilim bunun çaresini bulabilsin.”
Kötümserler bunun karşıtına inanırlar. “İnsan suçlu doğmayagörsün, sosyal koşullar iyi de olsa kötü de olsa suç işleyecektir. İnsan suçlu doğmuşsa onu önlemek olanaksızdır.”
İnsan mantığının kendine bu kadar kıymasına az rastlanır. Neyse. Elimde olsa bütün ceza yargıçlarını iyimserlerden seçerdim.
Piyasa, sürdürülemez iyimserlik ile gerekçesiz kötümserlik arasında hiç durmadan sallanan bir sarkaçtır. Akıllı yatırımcı kötümserlerden alıp iyimserlere satan bir realisttir.
Piyasa, sürdürülemez iyimserlik (hisse senetlerini çok yükseltir) ile gerekçesiz kötümserlik (hisse senetlerini çok düşürür) arasında hiç durmadan sallanan bir sarkaçtır. Akıllı yatırımcı kötümserlerden alıp iyimserlere satan bir realisttir.