Yine muazzam sayı, şahane sıralanmış cümleleriyle biraraya gelmiş aynı şahanelikte yazarlar, şairler. Yine erken bitmesiyle üzüldüğüm dergimin yeni sayısını iple çekiyorum. Bu sayının bana göre flaş kısımları 7-17-37.sayfalar :) kasten seçmedim gerçekten 7ler çok iyiydi, emeklerine sağlık tüm ekibin :)
Her defasında ne çok övdün yahu demeyin gerçekten yine üstüne biraz daha güzellik koymuşlar derginin, muhteşem bir sayıyla daha karşı karşıyayız yani :) İzdiham 35.sayıda favori bölümlerim, sayfa numaraları ve konularıyla şöyle:
19-Fanon, 37-Oğuz Atay, 40-Çakal Carlos, 55-Salih Mirzabeyoğlu oldu. Diğer her sayfada da elbette altını çizerek okuyup notlar aldığım yazılar vardı. Altı günde, iki ayda bir çıkan dergimi bitirmenin hüznü yok değilse de alınca farkedeceksiniz ki elden bir şey gelmiyor başka :)hızlıca bitirmek istiyorsunuz ;) edebiyat, din, ince siyasi göndermeler, çıktığı günden beri kendince oluşturduğu bir ironi ve muhteşem kapak tasarımıyla izdiham yine benden tam puan aldı :)
+ “Biliyor musun?” dedi adam, “galiba bir seçim yapmak gerekiyor, insanın içiyle dışı hiç birlikte gezmiyor!”
- “Ne demek şimdi bu?” diye sordu kadın şaşkın bir halde.
+ “Bilmiyorum tam olarak “ dedi adam, “ben bir yere oturduğumda içim hiç yerinde durmuyor. Onu takip etmekten yorgun düşüyorum.”
- Gülümsedi kadın yine. Adam da ona gülümsedi bu defa. Kadın gelip adamın yanına oturdu. Adamın içi tutup bir hamlede attı kadının içini atının terkisine. Sonra o diyar senin, bu diyar benim. Oturdukları yerden..
Allah’ım ne olur bana yardım et! Yardım edersen senin hazinelerin tükenmez; ama ben mutlu olurum. Kambursuz yaşarım. Adam yerine konurum. Bu benim için ne kadar önemli biliyorsun. Senin içinde ne küçük bir lütuf, lütfen...