Hüseyin Nihal Atsız’ı, insanların onun hakkında eleştirilerini duyduğum için eserlerinden uzak dururdum. Ama bu eseri okuduktan sonra bu ön yargının tamamen boş olduğu kanısına vardım. Atsız gerçekten bu eseri çok güzel yazmış.Okurken hiç ama hiç sıkılmadım. Hatta biraz abartmış olmak istemem ama bir günde
- Bir erkek, «Izdırap çekiyorum; sen de beni seviyor musun?» diye ağlıyor, bir kadın da buna «Sus, sus, ben de ızdırap çekiyorum!» diye cevap veriyordu.
Roman bitti fakat hâlâ çözümlemeye çalışıyorum. Cümleler, olaylar, karakterler hepsi sürekli dönüşüm içinde zihnimde. Romandan geriye bir burukluk kaldı bana. Roman içinde yer yer psikolojik tahliller, edebi ve tarihi tartışmalar insanda ayrı ayrı güzel tatlar bırakıyor. Leyla Mutlak'a ne oldu, Güntülü kimdi, Selim Pusat hangi asrın kahramanı, peki ya Yek ? Ve sürekli yüreği kanayan Şeref... Çözümlemesi gerçekten uğraştırıcı bir roman. Sorgulatıcı bir yapıt.
Bu romanla ilgili yorum yapmak dahi zor. Yıllara rağmen zihnimin bir köşesinde kalacağına emin olduğum diyalog;
-Bir erkek, "Izdırap çekiyorum; sen de beni seviyor musun?" diye ağlıyor,
bir kadın da buna "Sus, sus, ben de ızdırap çekiyorum!" diye cevap veriyordu.
Özetle şunu söyleyebilirim ki mutlaka okumalısınız.
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 201927bin okunma