"... Şehri hücumla zapt edilmiştir. İki bin düşman subayı ve eri öldürülmüş, 6 tank, 8 motorlu top ve mühim miktarda malzeme ele geçirilmiştir." Yalnız bir taraftan iki bin insanın ölmesi havadisi manşet yapılmak değerini bile çoktan kaybetmişti. Her yerde nefes almaktan kolay, filitle pire, tahtakurusu, sivrisinek imha etmekten kat kat tabiileşmiş ölüm. Rehinelere, işgal kuvvetlerine, mukavemet hareketi mensuplarına, bombalanan şehirlerdeki ihtiyarlara, çocuklara, kadınlara, konsantrasyon kamplarındakilere, Norveç'ten Girit'e, İzlanda'dan Moskova'ya kadar, Urallar'dan Perlharbur'a, Alaska'dan Meksika'ya, Tunus'tan Kaptavn'a, Dakar'dan Cibuti'ye, Suriye'den Hindiçini'ye, Avustralya'dan Tibet'e kadar toprağın üzerinde, denizde, yerin dibinde ve gökyüzünde ölüm esiyor, dünya, kanla dolu bir muazzam testiyi başına dikmiş patlayasıya kan içiyordu.