Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ege'nin İncisi İzmir
Başımı kaldırdım. Duvardaki gölgeme baktım. Yanımda kocaman bomboş bir duvar vardı. O duvar dolmak istiyordu. Gölgem çoğalmak istiyordu. Ve ben hayatımda ilk defa acı çekmek istiyordum. Narkozsuz bir ameliyata girmeyi kabul ediyordum, kılıçsız bir savaşa dalıyordum sanki. Kendimi dünyanın en dalgalı denizinin ortasına bırakıyordum, silahlı çatışmanın ortasına atılıyordum, alev alev yanan odunların üstüne doğru ilerliyordum. Ben acı çekeceğim o döneme giriyordum. Bunu kabul ediyordum, bile isteye. “Varım Ege... Varım.” şövalye akşamın koyu karanlığında bir ağacın kenarına oturmuş. Öylece gökyüzünü izliyormuş. Önce siyah bir kuş geçmiş önünden,, ağaca konmuş. Sonra bembeyaz bir kuş geçmiş, başka bir ağaca konmuş. Şövalye bir siyah kuşa, bir beyaz kusa bakmıs. Kondukları ağaçların dalları öyle küçükmüs ki, asla aynı dalda olamayacaklarmıs. Asla yan yana duramayacak bu iki kuş için üzülürken kuslar havalanmış, yan yana gökyüzüne doğru uçmaya baslamislar. Dalları aynı olamasa da gökyüzleri aynıymış O an yanında olamadığı yıldızı için kaybolan umudu gelmiş aklına. “Olsun, ” demiş şövalye, “aynı gökyüzünün altındayız. Bir gün kavuşacağız... ” Belki bir gün yan yana oluruz. Belki bir gün dokunurum sana. Belki bir gün öperim seni.
Radyo konuşması 3
Karşınızda Meclis'in kalender, kravatsız Milletvekili: Osman Yüksel Serdengeçti!... Bağrı yanık kardeşiniz, sizlere sesleniyor. Aziz kardeşlerim Yıllardır ve yıllardır bizden olmayanların yüzünden ağzımız yandı; yüreğimiz yandı, tabanımızın altı yandı; başımız yandı. Yandık gittik kül olduk... Hep onlara kul olduk. Aslı olduk, Kerem olduk.
Sayfa 70
Reklam
Memleket Bilgisi
En ilerlemiş mesleklerimizde bile tercümecilik büyük bir marifet halini almıştır. Hatta muhtelif zümreler içinde iyi tercüme yapabilen ve bunları fazla miktarda bastırıp satabilenler de meslekte ve hatta memlekette büyük insanlardan olur. Bu yol yanlış bir yol değildir. Şüphesiz cehilden ilme ve yokluktan varlığa giderken bizim de bu herkesin
Şişesi Yokmuş Hafta sonunu şehir dışında yaşayan halamlarda geçirmiştim. Pazartesi sabahı saat beş buçukta, hiç sıkılmaksızın aynı noktadan yemlenen tavuğuyla meşhur saatin cırlamasıyla uyandım. Hiç bir şey yemeden, halamın uykulu ve dağınık saçlarıyla alelacele vedalaştım. Son derece isteksiz, sokağa çıktım. Kapıyı kapattığım andan itibaren
Yugoslavya Kralı Alexander, İstanbul' a gelmişti. Dolmabahçe'de onuruna yemek veriliyordu. Kral sohbetin samimiyetiyle açıkladı... " Aslında İngiliz Hükümeti, İzmir'e asker çıkarmak için Yunanlardan önce bizi öne sürmek istemişlerdi, ben kabul etmedim" dedi. Mustafa Kemal gülümsedi. " O halde size ve milletinize geçmiş olsun ekselans " dedi.
Sayfa 305Kitabı okudu
Yugoslavya Kralı Alexander, İstanbul'a gelmişti. Dolmabahçe'de onuruna yemek veriliyordu. Kral sohbetin samimiyetiyle açıkladı... "Aslında İngiliz hükümeti, İzmir'e asker çıkarmak için Yunanlardan önce bizi öne sürmek istemişlerdi, ben kabul etmedim" dedi.Mustafa Kemal gülümsedi.“O halde size ve milletinize geçmiş olsun ekselans" dedi! Espriyle haşlardı
Reklam
Türk Ocakları Ankara Şube Başkanı TÜRKÂN HACALOĞLU’nun toplantıyı açış konuşması “20 yıl önce ebediyete gönderdiğimiz Türk milliyetçilerinin Galip Abisi için bugün burada toplanmış bulunuyoruz. Siz Galip Abi dostları, hepinize ‘Hoş geldiniz.’ diyorum. Bugünün anlamı benim için çok önemli. Çünkü çok değer verdiğim üç önemli şahsiyet şu anda
MUNIS (MOIZ) TEKİNALP Türkçülük fikri Türklere mahsus olmakla birlikte bir istisnası bulunmaktadır. 1883 tarihinde Selanik-Serez'de doğan Musevi İshak Kohen'in oğlu Moiz Kohen dini inancını değiştirmeden Türkçülük fikrinin ilk mensuplarından, teorisyenlerinden ve müdafiilerinden olmuştur. Beşi kız, dört erkek kardeşin en küçüğüdür. Erkek
Devam
NAZIM HIKMET'İN DAVALARI • I. 1925 ANKARA İSTİKLAL MAHKEMESİ DAVASI 15 yıl 4 Mart 1925'te Meclis'ten Takrir-i Sükûn Kanunu çıkarılır. Hükümete büyük yetkiler veren bu yasa, geçicidir; ancak olağanüstü yargı organları olarak İstiklal Mahkemeleri'nin kurulmasını sağlar. İstanbul'da yayımlanan "Tevhid-i Efkâr",
Devam
...Hatırlatmak istediğim bir husus var: Bu kitapta, o dava dolayısıyla yapılan sorguların ve savunmaların hepsi yok. Niçin yok? Çünkü bana verilen dosyada yalnız bu sorgular ve savunmalar vardı. Okuyacağınız savunmaları, bana, Nejdet Sancar'ın eşi Reşide Sançar verdi. Sançarlar, önce Ankara'da oturuyorlardı. Sonra İstanbul'a,
Reklam
ATSIZ'IN ANKARA'DAN GETİRDİĞİ HABERLER Atsız'ın kardeşi Nejdet Sançar, 27 Mayıs sırasında ve sonrasında, Ankara'da öğretmendi. Hanımı Reşide Sançar da aynı şehirde öğretmenlik yapmaktaydı. Nejdet Sançar, faal ve gayretli bir Türkçüydü. Güzel konuşur ve güzel yazardı. İnanç ve düşüncelerini yakın muhitlere yaymada,
ATSIZ'IN ANKARA'DAN GETİRDİĞİ HABERLER Atsız'ın kardeşi Nejdet Sançar, 27 Mayıs sırasında ve sonrasında, Ankara'da öğretmendi. Hanımı Reşide Sançar da aynı şehirde öğretmenlik yapmaktaydı. Nejdet Sançar, faal ve gayretli bir Türkçüydü. Güzel konuşur ve güzel yazardı. İnanç ve düşüncelerini yakın muhitlere yaymada, ağabeysinden
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.