Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yerli Malı Haftası
I. Dünya Savaşı sonrası oluşan ekonomik darboğazın ardından yabancı ülkelere para akışının önünün kesilmesi ve toplumsal tutum bilincinin oluşması amaçlanmıştır. Bu amaçla Atatürk başkanlığında, 1923 yılında İzmir İktisat Kongresi toplandı. Bu kongrede yurdun bağımsızlığının korunması, yerli mallar üretilmesi ve kullanılması kararlaştırıldı. Dönemin başbakanı İsmet İnönü 12 Aralık 1929 tarihinde TBMM’de bir konuşma yaptı. Konuşmasında ulusal ekonomi, yerli malı ve tutumlu olma konularını anlattı. 1946 yılından itibaren Yerli Malı Haftası olarak kutlandı. 1983 yılında adı Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası olarak değiştirildi
_Atatürk_ İktisat, ingiliz'in çekilmesi, Lenin, Şapka...
_İzmir İktisat Kongresi Açış Söylevi -1923_ _Ekonomi demek, her şey demektir. Yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne gerekse onların tamamı demektir. Efendiler, tarih, milletlerin yükselme ve düşmesi sebeplerini ararken birçok siyasî, askerî, sosyal nedenler bulmakta ve saymaktadır. Fakat bir milletin doğrudan doğruya hayatıyla,
Reklam
♾️ Vergi Oranları ve Toplumsal Adalet Temel gıdada KDV oranının yüzde 8’den yüzde 1’e düşürülmesi ve elektrik faturalarındaki vergiler nedeniyle, bir kez daha vergi oranlarını tartışıyoruz. Tartışmalıyız da. Çünkü ülkemizde vergi yükü, emekçilerin sırtında. Toplanan vergilerin yüzde 70’ten fazlası, dolaylı vergilerden oluşuyor. Bu oran OECD
“Fakirliği fazilet bilmek felsefesi yüzünden bu millete,bu memlekete çok büyük kötülük edilmiştir.” Mustafa Kemal ATATÜRK -İzmir İktisat Kongresi açılış konuşması 1923
"Fakirliği fazilet bilmek felsefesi yüzünden bu millete, bu memlekete çok büyük kötülük edilmiştir." - Atatürk (İzmir İktisat Kongresi - 1923)
“Fakirliği fazilet bilmek felsefesi yüzünden bu millete, bu memlekete çok büyük kötülük edilmiştir.” (Mustafa Kemal Atatürk - İzmir Iktisat kongresi açılış konuşması 17 Şubat 1923) Bknz: Çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz.
Reklam
İzmir İktisat Kongresi/1923
Siyasî, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa kazanılacak başarılar yaşayamaz ve sürekli olamaz. M.K.ATATÜRK
24) KİTAP BAYRAMI
Memleketimizde kitap alım satımını çoğaltmak ve bu suretle okunmalarını da temin etmek düşüncesiyle Şark Cephesi kumandanlığım sırasında bir "Kitap Bayramı" kabul etmekliğimizin çok faydalı olacağını düşünmüştüm. Mektep kütüphaneleri de, bazı kimselerde hayli kitap kazandılar. (Bunu İzmir İktisat Kongresi'nde de teklif ettim. Büyük takdir ve heyecanla müttefikan kabul olundu ve 7'nci maddesini teşkil etti: Madde 7- Türkler irfan ve marifet aşığıdır. Türk her yerde hayatını kazanabilecek şekilde yetişir, fakat her şeyden evvel memleketin malıdır. Maarife verdiği kutsiyet dolayısıyla (Mevlid-i Şerif) kandil gününü, aynı zamanda bir kitap bayramı olarak tes'id eder. İstanbul TÜYAP kitap fuarını geziyoruz gözlerimiz açık... Rengarenk binlerce kitap yıldızlar gibi yanıp sönüyor... Ülkeyi yönetenlerin kitap okumadığı... Hatta biri kitabı bomba olarak nitelediği halde... Kitap direniyor... Yazık olan o ki... Cephelere yanında kitap götüren, ömrü boyunca 4 bine yakın kitap okuduğu bilinen bir büyük liderin ülkesidir Türkiye... Cumhuriyet, kitaba ve okumaya büyük önem vermiştir... Örnek mi? 1923 yılındaki İzmir İktisat Kongresi sonunda bir “Misak-ı İktisadi” yani “Ekonomik Ant” yayınlandı. Bu antın 7. maddesi bakın ne diyordu: - Türkler öğrenim ve bilim aşığıdır... Öğrenime verdiği kutsallıktan ötürü Mevlid-i Şerif Kandil gününü (Hazreti Muhammet’in doğum günü) aynı zamanda bir kitap bayramı olarak kutlar... Kandil günü aynı zamanda kitap bayramı ilan edilmiş... Bunu hatırlayan var mı? YAZIMIZ MÜSVETTE AŞAMASINDADIR.
İzmir İktisat Kongresi Konuşması
İzmir İktisat Kongresi, Türkiye için önem taşıyan günlerde, 1923 yılının 17 Şubat-4 Mart aralığında toplandı. Mustafa Kemal Kongreyi açarken şunları söyledi: “... Amacımız odur ki, bu ülkenin insanları ürettikleriyle; tarımın, ticaretin, sanatın, emeğin ve yaşamın temsilcileri olsun. Ve bu ülke, artık yoksul ve kimsesizler ülkesi değil, zenginler ülkesi, zenginlikler ülkesi olsun. Yeni Türkiye’ye çalışkanlar diyarı denilsin. En büyük makam, en büyük hak, çalışkanlara ait olsun... Eğer vatan, kupkuru dağlardan, sert kayalardan, mezralardan, çıplak ovalardan ve vatan; bakımsız şehirlerden, köylerden ibaret olsaydı, onun zindandan hiçbir farkı olmazdı. Bu değerli vatanı, böyle zindan ve cehennem yapmışlardı. Oysa bu vatan, evlatlarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya layık, çok layık bir vatandır. Ülkemizi bayındır kılıp cennet haline getirecek olan araç ve etkenler, tümüyle ekonomik faaliyetlerdir... Geçmişte ve özellikle Tanzimat devrinden sonra, yabancı sermaye, ülkede kural dışı ayrıcalıklara sahipti. Devlet ve hükümet, yabancı sermayenin jandarmalığından başka bir şey yapmıyordu. Artık, her medeni devlet ve millet gibi, yeni Türkiye buna razı olamaz; burasını esirler ülkesi yaptırmayız... Bütün millet, bütün dünya bilsin ki, bu millet tam bağımsızlığının sağlandığını görmedikçe, yürüdüğü yolda bir an durmayacaktır.” Mustafa Kemal 17 Şubat 1923-İzmir İktisat Kongresi