Yusuf Y.

Eşit Yaratılmışlık
Hiçbir keyfi engel, insanları yeteneklerine uygun olan ve değerlerinin onlaeı yönelttiği pozisyonlara ulaşmaktan alıkoymamalıdır. Bir kişinin önündeki fırsatları ne soy sop, milliyet, renk, din, cinsiyet belirlemelidir, ne de alâkasız başka herhangi bir özellik; bu fırsatları sadece ve sadece kişinin yetenekleri belirlemelidir.
Sayfa 217 - Serbest kitaplar
Reklam
Eşit Yaratılmışlık
Ne Tanrı önünde eşitlik, ne de fırsat eşitliği, kişinin kendi hayatını şekillendirme özgürlüğü ile herhangi bir çatışma içindedir. Tam aksine, eşitlik ve özgürlük aynı temel değerin iki farklı yüzüdür; bu temel değer ise, her bireyin kendinde bir amaç olarak kabul edilmesi gerektiğidir. ABD'de son on yıllarda eşitliğin çok farklı bir anlamı daha ortaya çıkmıştır: sonuç eşitliği. Herkes eşit yaşam koşullarına ya da eşit gelire sahip olmalı, herkes yarışı aynı anda bitirmelidir. Sonuç eşitliği açık bir şekilde özgürlükle çelişmektedir. Bunu teşvik etme girişimi ise gittikçe büyüyen bir devletin ve özgürlüğümüz üzerindeki devlet kısıtlamalarının önemli bir kaynağı olmaktadır.
Sayfa 212 - Serbest kitaplar
Eşit Yaratılmışlık
Cumhuriyet'in erken dönemlerinde eşitlik, Tanrı önünde eşitlik demekti; özgürlük de kişinin kendi hayatını şekillendirmede özgür olması anlamına gelmekteydi. Bağımsızlık Bildirgesi ile kölelik kurumu arasındaki bariz çatışma, sahnenin merkezini işgal etmekteydi. O çatışma nihayet İç savaş ile çözüldü. Söz konusu tartışma daha sonra farklı bir düzeye taşınmıştır. Eşitlik, giderek daha fazla, -hiç kimsenin, yetilerini kendi hedefleri peşinde koşmak için kullanmaktan keyfi engellerle alıkonmaması gerektiği anlamında- "fırsat eşitliği" olarak yorumlanır hâle gelmiştir. ABD vatandaşlarının çoğu için hâlâ baskın olan, kavramın bu anlamıdır.
Sayfa 212 - Serbest kitaplar

Reader Follow Recommendations

See All
Beşikten Mezara
Bir organizasyon ne kadar bürokratikse, orada yararsız işlerin yararlı işlerin yerini alma eğilimi de o kadar yüksek olur.
Sayfa 190 - Serbest kitaplar
Sosyal Güvenlik
ABD'de federal seviyede en temel refah devleti programı; yaşlılık, gazilik, iş göremezlik ve sağlık sigortasından oluşan Soysal Güvenlik'tir. Bir yandan, 1964'te Barry Goldwater'ın keşfettiği üzere, bu program hiçbir politikacının sorgulayamayacağı kutsal bir inektir. Öte yandan da, program bütün tarafların şikayetlerinin hedefidir. Ödenek alan insanlar, verilen meblağların kendilerinin beklentisi içine sokulduğu yaşam standardını temin edemeyecek kadar yetersiz olmasından şikayet etmektedir. Sosyal güvenlik vergilerini ödeyen insanlar ise bunun ağır bir yük olduğundan şikayet etmektedir. İşverenler, yeni bir işçi alımının iş verene maliyeti ile işe girmenin işçiye net kazancı arasındaki vergilerin doğurduğu makasın işsizlik yarattığından şikayet etmektedir. Vergi mükellefleri, Sosyal Güvenlik sisteninin kaynağı olmayan yükümlülüklerinin trilyon dolarlara ulaştığını, mevcut yüksek vergilerin bile sistemi uzun süre borçlarını ödeyebilir durumda tutamayacağından şikayetçidir. Ve bu şikayetlerin hepsi de haklıdır!
Sayfa 173 - Serbest kitaplar
Reklam
Beşikten Mezara
Aristokrasi ve Sosyalizm taraftarları, ortak bir merkezî yönetim inancını, gönüllü iş birliğinden ziyade komuta ile yönetilme inancını paylaşırlar. Ancak kimin yönetmesi gerektiği konusunda farklılık gösterirler: doğuştan soylu biri mi, yoksa yeteneğine göre seçildiği varsayılan uzmanlar mı? Her iki tarafın da iddiası, şüphesiz samimi olarak, yönetenlerin "halkın" refahını iyileştirmek istedikleri, neyin "kamu yararına" olduğunu ve buna nasıl ulaşılacağını da sıradan insanlardan daha iyi bildikleridir.
Sayfa 167 - Serbest kitaplar
Beşikten Mezara
Sosyal yardım programının, boğazına kadar hilekârlık ve yolsuzluğa batmış bir "rezalet" niteliğinde olduğuna herkes hemfikirdir. Milletin sağlık faturalarının daha büyük bir kısmını devlet ödedikçe, hem hastalar hem de doktorlar artan masraflardan ve tıbbın giderek samimiyetten mahrum, kişiliksiz bir hâl aldığından şikayet etmektedirler. Eğitim derseniz, fedaral müdahale arttıkça öğrenci performansları düşmüştür. İyi niyetli programların tekrarlayan başarısızlığı bir tesadüf değildir. Bu başarısızlık yalnızca uygulamadan kaynaklı hataların sonucu değildir. Başarısızlığın derinde yatan kaynağı, iyi amaçlara ulaşmak için kötü araçların kullanılmasıdır.
Sayfa 166 - Serbest kitaplar
Beşikten Mezara
Devletin kuruluşundan 1929 yılına kadar federal, eyalet ve yerel tüm seviyelerde kamu yönetimleri tarafından yapıpan harcamalar, büyük savaş zamanları dışında hiçbir zaman milli gelirin %12'sini aşmamıştı; bunun üçte ikisini de eyalet ve yerel kamu harcamaları teşkil ediyordu. Federal harcamalar genellikle milli gelirin %3'ü veya daha azı kadardı. 1933 yılından beri ise hükûmet harcamaları milli gelirin %20'sinşn altına asla düşmemiştir; bunun üçte ikisi federal hükümet ve harcamalarıdır.
Sayfa 159 - Serbest kitaplar
Krizin Anatomisi
Bir bakıma Sistem tüm bu süre boyunca tamamen tutarlı kalmıştır. Sorunun tamamını kontrolünün dışındaki dış dinamiklere fatura etmekte, ortaya çıkan her olumlu gelişmeyi ise kendine mâl etmektedir. Kendi tutumu, günümüzde ekonomik istikrarsızlığın başlıca kaynağının devletin ta kendisi olduğu gerçeğini belgeleyip dururken o özel sektöre ait ekonominin istikrarsız olduğunu masalının propagandasını yapmayı sürdürmektedir.
Sayfa 155 - Serbest kitaplar
Bir varmış bir yokmuş
Ümitsizlik ve karamsarlık bir hükümdar için çok zararlıdır. Çünkü o, birçok konuda halkına örnek olmak zorundadır. Hükümdar kararlı olmalıdır. Doğru bildiği yoldan ayrılmamalıdır.
Sayfa 23
Reklam
Bir varmış bir yokmuş
Hükümdara bağlı kişiler güvenilir olmalıdır. Bir yöneticinin çevresine kötü kişiler toplanırsa ülkenin yararına iş yapılmaz. Çıkarları için birbirleriyle kavga ederler. Kötülüklerin ardı arkası gelmez. Sonuçta ülke çok güçsüz düşer.
Sayfa 23
Bir varmış bir yokmuş
Padişah daima alçak gönüllü olmalıdır. İnsanlara karşı kendimi beğenmişcesine davranmak doğru değildir. Hele başkalarını küçük görmek bir yöneticiye hiç yakışmaz.
Sayfa 23
Bir varmış bir yokmuş
Bir padişah kendisine yakışmayan basit işlerle uğraşmamalıdır. Boş ve sonuçsuz işlere girmemelidir.
Sayfa 23
Bir varmış bir yokmuş
Bir kimsenin suçu olmadığı halde onu cezalandırmak doğru değildir. Gerçek bir yönetici başkasını zarara sokmak için cezalandırma yoluna gitmez. Ancak, başkalarına zarar veren bir suçluyu cezalandırır.
Sayfa 22
855 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.