Bir arada bulunduğumuz insanları bile tanımıyor, anlamıyor, değiştiremiyorduk. Daha anlamlı, daha güzel bir hayat için ne kadar azdık. Ne kadar yetersizdik. Ne kadar yazıktık.
İçimdeki çocuk hiç büyümedi.
Sesini çıkarmadan sustu, oturdu içimde. Orada öylece yıllar yılı bekledi. Okuduğum romanları, seyrettiğim filmleri bekledim. Hayatta da öyle olur sandım. Sanıyordum. Bir gün onları ben de yaşarım sandım.
Pencerenin kenarı hayatın içi gibi olan dışıdır, korunaklı ve güvenli bir seyircilik sağlar insana. Olayların dışındasındır. Otobüste, trende, evde, hatta sinemada, tiyatroda sırabaşı…