484 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Okuyup etkilendiğim en hüzünlü çizgi roman sanırım Ot oldu. Çizgi roman da insanı hüzünlendirir mi demeyin, o kadar başarılıydı ki belki de sayfalarca anlatsan uyandıramayacağın o duyguları birkaç çizim ve kısa birkaç cümleyle yazar okuyucuya geçirmeyi başarabilmiş. Eğer Antalya sokaklarında gezinirken rastgele girdiğim bir kitapçıda, fiyatı uygun olduğu için aldığım ( çünkü çizgi roman okurları bilir ki çizgi romanlar oldukça pahalıdır ) bu çizgi romandan hiç haberim yoktu ve okumasam bence bir şeyler mutlaka kaybedecektim. Zaten tarihi kitaplar okumayı çok seven ben, bu çizgi romanda İkinci Dünya Savaşı'nın belki de daha önce çok fazla bahsedilmeyen, farklı bir kirli yüzüyle karşılaştım. İkinci Dünya Savaşı sırasında, Japonya'da rahatlatıcı kadın olarak adlandırılan ve seks köleliğine zorlanan pek çok masum kadının yürek burkan hikâyesine tanık oldum. Bu tabii ki sadece Japonlar ile sınırlı kalmayan; aynı insafsızlığın Kore, Amerika gibi pek çok ülkede yaşatıldığı trajik bir yaşanmışlık. Henüz çocuk yaşta evinden ayrılmak zorunda kalan Lee Okson ve nice kadının maruz kaldığı zulmün hikâyesi. Ben kitap hakkında ne kadar inceleme yazarsam yazayım ya da neler anlatırsam anlatayım inanın bizzat yaşayan Lee Okson ya da bunu bu kadar başarılı kaleme alan yazar kadar size geçirmeyi başaramayacağım. O yüzden iyisi mi siz bu çizgi romanı mutlaka ama mutlaka okuyun derim.
Ot
OtKeum Suk Gendry-Kim · Epsilon Yayınevi · 202427 okunma
"Japonlar, değer verdikleri bir eşya kırıldığında, kendilerine bakmayı sevdikleri bir ayna ya da anneannelerinden miras bir vazo mesela, tamir ederlerken kırılan parçanın yerini altın tozuyla doldururlarmış. Hiç kırılmamış gibi görünmesini değil, aksine kırılıp yapıştığı yerin parlamasını isterlermiş. Bir eşya, bir insan, bir ruh yaralandığında, yüklendiği hatıraların, kıymetini artırdığına inanırlarmış. Bir defa kırılan artık kırılmıştır, haklısın. Ama kendine ve hayata tutunmak için mücadele ettiği kadar güçlüdür de. Düştüğümüz yerde kırık mı kalacağız, yoksa parçalarımızı birleştirip yeniden tam olmak, başka türlü bir tam olmak için çabalayacak mıyız, mesele o. Anlıyor musun?
Reklam
Kirpinin Zarafeti: Zariflikten Uzak Bir Hayal Kırıklığı
1/10 puan verdi
Herkesin ayıla bayıla okuduğu bu kitabı –haklı olarak– büyük bir merak ve beklentiyle elime aldım. Ama ne yazık ki karşılaştığım şey, edebi bir keyiften çok, uzatılmış ve “entelektüel” görünme
Kirpinin Zarafeti
Kirpinin ZarafetiMuriel Barbery · Kırmızı Kedi Yayınları · 20209bin okunma
Japonlar , meiji restorasyonu sonrası tek ulus kimliği yaratmak amacıyla ryukyulular ve aynu halklarını asimile etti. Dillerini ve varlıklarını hiçbir zaman resmiyette tanımayan Japonya sistematik bir şekilde bu halkları ve dillerini yok etti. Coğrafyalarına el koydu.
-Japonlar Amerika'ya saldırmış, artık bir de dünya savaşımız var. - Sen takma kafana Muzaffer, senin savaşın sana yeter.
Japonlar, ortalama 5 m2'lik bir tarım alanında, bir kişiyi bütün yıl besleyecek kadar besin üretebiliyor. Japonca alan birimi bir Se(ar ya da 100 m2) büyüklüğündeki en küçük tarladan 20 kişiyi beslemeye yetecek ürün alıyorlar. Türkiye'deki ortalama tarım veriminin tam 10 katı.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.