Fena değil diyebileceğim bir Sam Durell romanı. KGB elemanı olan bir albay kız arkadaşı ile birlikte Amerika'ya iltica talebinde bulunur ve bu iş için Durell görevlendirilir. Çünkü daha önceden hayatını kurtarmıştır. Ancak Japonya'ya gittiğinde adama ulaşmanın tek yolunun kız olduğunu fark eder ve oradaki her şeyin göründüğü gibi olmadığını fark eder. Acaba bu işin üstesinden gelebilecek midir Durell?
Kıran Kıran bir çırpıda bitiveren, keyifli bir roman. Yazar bu kitapta, Japonya'da yaşadığı yıllarda çalıştığı şirketinin ve Japon insanının iş hayatındaki panoramasını harika bir şekilde gözler önüne sermiş. Şirketteki hiyerarşik düzen, Japon kadınının iş hayatındaki ve toplumdaki konumu iğneleyici ve bir o kadar komik anılarla anlatılmış. Benim gibi Japon kültürüne ilgiliyseniz, beğenerek okuyacağınızı tahmin ediyorum.
Kıran KıranaAmélie Nothomb · Can Yayınları · 200241 okunma
Son derece güzel bir bilim kurgu romanı. Bir ütopyadan bahsediyor. İkinci Dünya Savaşı'nı Almanya ve Japonya kazanır. ABD, bir eyalet haline gelmiştir. Bu arada Hawthorne adında bir yazar, savaşı müttefiklerin kazandığı bir roman yazmıştır Çekirge Serilmiş Yatıyor diye. Bu arada antika ürünler satan bir adam, işinden kovulup takı işine giren bir Yahudi, Japon bir şirket yöneticisi, Bormann öldükten sonra başa geçen Goebbels hükümetinin Karahindiba adlı operasyonunu engellemek için çeşitli sebeplerle bir araya gelir. Ve takı tasarımcısının eski karısı Julianne de yazar ile görüşmek için yola çıkar. Ancak yazarı SS öldürmek istemektedir. Acaba başarılı olacak mı? Son derece sürükleyici ve bir solukta okunan bir roman.
İkinci Dünya Savaşı'nın hemen ardından Japonya Amerikan işgali altındadır. Yoksulluk, çaresizlik ve utanç içindeki halk, sefil ve acınası bir ortam içinde ümitsizce yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Kadınlar karınlarını doyurabilmek için vücutlarını satmakta, halkın çoğu bombalanmış evlerde yaşamakta ve karaborsadan alışveriş yapmaktadırlar.
Yaşanmış bir olaydan yola çıkan bu kısa romanda, 58 yaşında yalnız yaşayan Shimura-san'ın başından geçen garip bir olay anlatılıyor. Monoton bir yaşamı olan meteorolojist Shimura-san, Nagazaki banliyösünde bulunan evindeki nesnelerin kaybolduğunu ve yer değiştirdiğini fark ederek, bunun kaynağını bulmak üzere evinin içine bir kamera yerleştiriyor ve gizemli bir gerçekle karşılaşıyor. Bin-Jip (Boş Ev) filmini izlediyseniz eğer, bu kitapta da filmdekine çok benzeyen bir konu işlenmiş. Daha fazla detay vererek kitabın gizemini bozmak istemem, zaten kısacık bir kitap olduğundan saat bile değil dakikalar içinde bitirebilirsiniz bunu.
Ben kapaktaki renk cümbüşüne ve içinde geçen Nagazaki kelimesine vurularak aldım kitabı çünkü Japonya'da geçen ve konusu ya da içeriği Japon kültürüyle ilgili olan olan her türlü sanat eserini seviyorum. Yazarın kendisi Fransız olmasına rağmen, Japon bireyciliğini ve kültürünü güzel anlatmış. Kitapla ilgili sevmediğim tek şey sonunun çok belirsiz ve eksik bitmesi ve herhangi bir olaya bağlanamadan havada kalması oldu, biraz daha uzun tutulup karşı tarafın cevabı ya da bakış açısı verilebilirmiş. Yine de, yalnızlık kokan bu tadımlık ve hoş kitabı okuyun derim.
NagazakiEric Faye · Sel Yayıncılık · 2014506 okunma
Kitabı bitirdiğim tarihten bu yana yazacağım yorumu düşünüyorum.Diyeceksiniz ki nasıl yani?En iyisi tahlilini kesinleştirmiş olduğum noktalardan başlayayım anlatmaya.Öncelikle Haruki Murakami'nin yazı tarzına bayıldığımı belirtmek isterim.Alışık olduğumuz Amerikan ya da Avrupa ülkelerinden bambaşka bir yerde geçen hikayede Japonya'nın kentlerine
Milli Eğitim Bakanlığı’nın gençler arasında yaptığı araştırmaya göre; son bir ay içinde kitap okuma oranları şöyledir: % 61 hiç kitap okumamıştır, % 13.4 bir kitap okumuştur. Kültür Bakalığınca yapılan istatistiklere göre ise;
***
Bir yılda basılan kitapların çeşidi ülkelere göre şöyledir:
ABD 85.121
Japonya 42.217
İngiltere 64.761
Almanya 64.761
Türkiye 6.151
***
Gazete okuyanların nüfusa oranları şöyledir:
Japonya % 62
Almanya % 48
Türkiye % 5
***
Türkiye;deki kahvehane ve kütüphane sayılarının kıyaslaması ise şöyledir:
Kütüphane sayısı 1412
Kahvehane sayısı 570.000
Buna göre: 49.500 kişiye bir kütüphane düşereken, 122 kişiye bir kahvehane düşmektedir.
***
Gallup firmasının yaptığı bir araştırmaya göre bazı ülkelerdeki kitap okuyanların nüfusa ornları şöyledir:
Japonya % 14
ABD % 12
Almanya % 11
İngiltere % 11
Türkiye % 0,01
Kitabı okumaya başladığımda seri olduğunu bilmiyordum. Sonradan öğrendiğimde çok sevindim bu yüzden :) Kitap Japonya'da atom bombası sonrası yaşananlara göndermelerle dolu ve çıkış noktası da bu tarz bir yok etme operasyonu zaten. İnsanların şekli bozuklukları çok yaratıcıydı, aynı şekilde doğanın değişimi de. Karakterlerin tamamını çok sevdim. Hatta o kadar ki ilerde birilerinin başına bir şeyler gelir mi diye şimdiden endişeleniyorum :) Yani kitap güzel bir başlangıç olmuş. Bilimkurgu severlere şiddetle önerilir!! :)
İlk sayfalarda sağlam bir hikaye ve karakterlerle karşı karşıya olduğumu düşündüm. Boşanma ve psikolojik çözümlemeler, ayrılacak eşler arasında yaşananlara çok fazla değinilmesi beni biraz sıktı.
Kitabın ilk yarısı ile ikinci yarısı birbirinden neredeyse bağımsızdı, keşke yazar iki olayı ayrı kitaplarda işleseydi böylesi çok daha güzel olurdu. Japonya, Japon kültürü ve diğer bazı ayrıntıları beğenerek okudum.
KaikenJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 20135,3bin okunma