Merhabalar Evet, söze nasıl başlasam bilemiyorum. Benim bilim kurgu türünü sevmeme öncü olan Andy Weir, Artemis'e karşı olan beklentilerimi karşılamaması beni ne kadar üzdüğünü dile getirerek başlamak istiyorum. Gerek kurgusu, gerek konunun ilerleyişi beni Marslı kadar etkilemedi. Marslıyı çok sevmem ve değerlendirmede onu en üst sıralara koymam
368 syf.
7/10 puan verdi
Marslı benim en sevdiğim ilk on kitaptan biri bu nedenle Andy Weir kullanım kılavuzu yazsa düşünmeden alırım. Ay’ı Mars’tan daha çok severim yani kitapla ilgili beklentilerim uzaya çıkmıştı, şu an bir miktar stratosfere inmiş durumda ama kitap bittiğinde mutluydum bu benim için yeterli. Hikayenin kahramanı Jasmine Bashara bir arap ama keşke Türk olsaydı, o kadar güzel küfrediyor ve teknik yönden becerikli ki Mark Watney Jazz’a bayılırdı Jazz da ona hatta ‘perfect couple’ dedikleri şey aynen böyle bir şey. Hikayeden kısaca bahsetmem gerekirse; Ay yüzeyinde kurulmuş Artemis şehrinde eğlenceli karakterlerle geçen heyecanlı bir macera diyebilirim. Bir Marslı değil ama bilimkurgu macera seviyorsanız sizi mutlu edebilir. Ay zalim bir sevgilidir
Ayda kurulan bir şehir, Artemis, ve Suudi asıllı Artemis'te büyümüş Jazz Bashara'nın eğlenceli, heyecan verici ve adrenalin dolu hikayesini bir solukta okudum.
Herkesin aksine benim Andy Weir ile tanışma kitabım Artemis oldu. Öncelikle yazarın zekasına hayran kaldım. Zekice bir kurgu ile eğlence ve adrenalinin bir araya getirilmesi kitabı soluksuz okumamı sağladı. Bence mekan tasvirleri oldukça başarılıydı ki bir ara kendimi Artemis'te yaşadığımı hayal ederken buldum :) Dilinin basitliği ve yalınlığı kimilerine göre sıradan gelmiş olsa da oldukça fazla teknik detay içeren bir hikaye olduğundan benim için kitabı daha çekici hale getirdi. Aksi olsa teknik detaylar insanı boğabilir ve karakterle de kendimi bu derece özdeşleştiremeyebilirdim. Hikayenin akıcılığı ve heyecanı içerisinde zaman zaman kendimi Jazz'a "hadi kızım sen yaparsın, koş be kızım, yok artık kızım sende de ne zeka varmış" diye söylenirken bulduğumu da itiraf etmeliyim. .
Ayrıca yazarın ana karakter gibi Suudiler, Kenyalılar, Vietnamlılar vs. yer vermiş olması, uzay konulu film ve kitaplarda yaşadığımız uzay Amerikalıların tekelinde hissinden arınmamı sağladı. .
Eğlence ve adrenalin dolu bir bilimkurgu romanı okumak isteyenler için kesinlikle tavsiyemdir.
20 ‘li yılların şaşalı hayatını en güzel anlatan , ell öğrencilerinin en nihayetinde okumak kaderi olan kitaptır .
Kitabın genel özeti “kalabalık yaşarsın ama yalnız ölürsün” ‘dür .
Jazz dönemini anlatırken sürükleyici bir aşk hikayesini de göz önüne sermiş , sırlarla dolu bir adamın nasıl bir kadının etkisi altında eridiğini göstermiştir.
4/5
"...Rudy ve benim dışımda, odadaki herkes Vietnamlı'ydı. Artemis'te işler böyle yürüyordu. Birbirini tanıyan birkaç kişi buraya göç ediyor, bir iş kuruyor, sonra da arkadaşlarını alıyorlardı işe. Ee tabii ki tanıdıklarını alacaklardı işe. Zamanın başlangıcından beri bu böyle değil miydi?..."
Yazarın diğer kitabı Marslı'yı okumadım ancak filmini izleyip çok beğenmiştim. Bilim-kurgu kitaplarını sevip daha önceki kitabının namını bildiğim için bu kitaba da bir şans verdim ve merak ederek okudum. Gayet sürükleyiciydi. Kitap Jazz'ın ay yüzeyinde gerçekleştirilen ADF testinde yaşadıkları ile başlıyor. Her ne kadar testi başarılı olarak tamamlasada kıyafetindeki arıza yüzünden ADF'ye kabul edilmiyor. En başından beri hayali olan ve para kazanmak için bu işe ihtiyacı olan Jazz'ın teste tekrar girebilmek için yeni bir kıyafete ihtiyacı vardır. Ve maddi durumu iyi olmadığı için, kıyafet parasını tamamlamak için çeşitli işlere kalkışıyor...
Vaktimin kısıtlı olduğu bir zamanda okumama rağmen kitap gayet iyi ilerledi ancak tek sıkıntım çok fazla bilinmeyen terim olduğu için bazı yerleri anlamadan geçtim. Sayfalar geçtikçe terimlere alıştıkça kafama oturanlar oldu ancak havada kalanlar da oldu. Bir puanı da o yüzden veremedim. Okuyun veya okumayın diye bir şey diyemem ancak benim gibi bu tarz kitapları seviyorsanız şans vermenizi tavsiye edebilirim.
Artemis: Ay’da Bir Anti Kahraman
Weir bu kez Mars’ı değil, Ay’ı kendisine mekân seçmiş. Pek çok uzay ajansı ve şirketinin Kenyalı girişimci bir lider tarafından bir araya getirilmesiyle birlikte Ay’da Artemis adında bir şehir kurulmuştur. Bu şehir zaman içinde bilimsel araştırma amaçlarının ötesine geçmiş ve kendi ekonomisiyle topluluğuna sahip olmuştur.
Bu noktada başroldeki Jazz ile tanışıyoruz. Kendisi aşağıda irdeleyeceğim üzere bir anti kahraman olarak tanımlanabilir. Hızlı ve heyecanlı başlangıcın ardından Jazz’ın Artemis’te geçim derdinde olan bir kişi olduğunu görüyoruz. İşte tam bu noktada kendisine büyük bir teklif yapılır. Bir iş adamı, şehirdeki alüminyum ve oksijen tesisinin kontrolünü istemektedir ve Jazz’a yasal olmayan ve tehlikeli bir iş teklif eder. Karşılığında yüklü miktarda para verecektir. Bu iş adamının amacı ve işin tehlikeleri daha sonra ortaya çıkacaktır.
Okan Akıncı
İncelemenin tamamı: kayiprihtim.com/inceleme/artemi...