Film tavsiyeleri
Sizlere benim için son derece önemli, izlediğim zaman bende pek iz bırakan çok değerli, bazılarını çok da bilmediğinizi düşündüğüm, kimisini ders konusu olarak da işlediğimiz, üzerinde analiz yapa yapa ilerlediğimiz birbirinden değerli filmleri, yönetmenleri ile birlikte paylaşmak istiyorum.Ufak tefek fikirlerimi sizlerle paylaşıp, aktarımlar
Film listemin son hali( bir sinefil in katkılarıyla)
Eternity and a day(theodoros Angelopoulos)
The seven seal(ingmar bergman)
Seven samurai(akira krusowa)
Close-up(abbas Kiarostami)
Bir zamanlar anadoluda(nuri bilge ceylan)
Ulysses gaze(theodoros Angelopoulos)
There will be blood(paul thomas anderson)
Ahlat ağacı (nuri bilge ceylan)
Rashomon(akira krusowa)
The 400 blows(françois truffaut)
Televizyon bir ifade aracı değil. Bunun kanıtı da, ekranda gösterilenlerin aptalca oldukları ölçüde insanları büyülemesi, küçük iskemleleri üstüne tünemiş izleyicileri hipnotize etmesi.
“Kazanırım veya kaybederim ama yalnız savaşırım.”
Le petit soldat (Jean-Luc Godard, 1963)
“Neden insanlar sürekli konuşmak zorunda? Belki de bu kadar çok konuşmamalı, hayatı sessizce yaşamalıyız. Ne kadar çok konuşursak kelimeler de anlamlarını o kadar yitiriyor.”
Vivre Sa Vie (Jean-Luc Godard, 1962)
BBC Tarafından Seçilen 21.Yüzyılın En İyi 102 Filmi
Dünya genelinde toplamda 177 eleştirmenin ayrı ayrı hazırladığı en iyi 100 filmden oluşan listelerin karşılaştırmasıyla elde edilen liste...
100. Toni Erdmann (Maren Ade, 2016)
100. Requiem for a Dream (Darren Aronofsky, 2000)
100. Carlos (Olivier Assayas, 2010)
99. The Gleaners and I (Agnès Varda, 2000)
98. Ten (Abbas Kiarostami,
Her öykü herkesindir, ve insanlar bütün öykülerde buluşabilirler. Öyle olmasa kimse kitap satın almaz, kimse sinemaya gitmez ve Şehrazat ağzını açar açmaz herkes kalkıp giderdi.
Müthiş bir yalnızlık duygusu içimi kaplamıştı. Ama belki özgürlük pişmanlıkla başlıyordu.
Le Petit Soldat (1963) / Jean-Luc Godard
"Benim korktuğumu söylemiştin Michel. Doğru, korkuyorum. Çünkü beni sevmeni istiyorum. Aynı zamanda da artık sevmemeni. Çok başına buyruk biriyim biliyorsun.”
 Bout de Souffle (1960) Jean-Luc Godard
neden insanlar sürekli konuşmak zorunda? belki de bu kadar çok konuşmamalı, hayatı sessizce yaşamalıyız. ne kadar çok konuşursak, kelimeler de anlamlarını o kadar yitiriyor.”
vivre sa vie, jean-luc godard, 1962
(Une femme est une femme)Filmin genel havasını Chaplin'in bir cümlesine dayandırdım: "Tragedya, yaşamın yakın plan çekimiyle filme alınması, komedya ise genel çekimidir," diyordu.
"Bir erkek kadına asla hesap ödetmemeli, kadın da erkeğe hesap ödetmemeli.
El ele tutuşup hesabı ödemeden mekandan koşarak kaçmalılar."
Jean Luc Godard
"Her şeyini başkalarıyla paylaşsan da özünü hep kendine sakla."
|Jean-Luc Godard
"Neden insanlar sürekli konuşmak zorunda? Belki de bu kadar çok konuşmamalı, hayatı sessizce yaşamalıyız. Ne kadar çok konuşursak, kelimeler de anlamlarını o kadar yitiriyor."
Vivre Sa Vie (Jean-Luc Godard, 1962)
En çok sevdiğim şey, havada olmak. İnsanın uzaydan geldiğini ileri süren birçok kuram var; bu yarı dinsel, yarı bilimsel düşünceye ben birazcık inanıyorum... Dünyalılarla bir arada olmak bana rahatsızlık verdiğine göre, ben herhalde E.T.'lerdenim.