Dostluk bazen böyle hassas kimliklere bürünür. Uçucu bir duygudur o, aşkın boğa güreşlerinden, bağrış çağrışlarından, sıvılarından kıvılcımlarından binlerce fersah uzakta, ruhların sizli bizli konuştuğu, zaman ötesiz sessiz ve ölçülü, iki kişilik bir danstır, ilansız, yeminsiz.
Aynı zamanda, popağansız ve kamyonsuz bir yaşantıya da alışmak gerekecekti, yeni bir program oluşturmak, daha önce hiç karşılaşmamış olduğu türden yeni pişmanlıklarla birlikte yaşamak gerekecekti. Yürümeye koyuldular, yan yana, elleri ceplerinde.
Reklam
Babam gibisiniz. Morukluğunun verdiği alışkanlıklara rahatça gömülmek için, geçmişe yeterince sünger çektiğine inanıyor. Ben de aynı şeyi yapmalıymışım. Cici cici hukuk öğrenimimi sürdürüp, birkaç yıl sonra da avukatlık bürosunda pineklemeliymişim, boşanma hesaplaşmalarını, ara kapı dramlarını, çöp tenekesi trajedelerini çözmeliymişim. Ve en kısa zamanda, sizler gibi olmalıymışım: ödlekliğin ve her şeyden elini eteğini çekmenin turşusunu kuran tipler! İstemez, kalsın!
Hiçbir zaman düş kırıklığına yolaçmayan tek dostluk, sarhoşların dostluğudur.
O her yerdeydi; hatta gözünü kapattığında, göz kapaklarının altında bile beliriyordu ve ona, kan lekeli dişlerini göstererek iğrenç ve gevşek bir öpücük yolluyordu.
Size bir öykü anlatmaya geldim doktor. Annesini sevmeyen küçük bir kızın öyküsünü... Yoo. Başlangıcım yanlış. Annesini önce çok seven, sonra ondan nefret eden bir kızın öyküsü... Benim adım Camille. Annem, Beatrice
Reklam
65 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.