Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanlara, tanrılar öyle istediği için değil, insanların sevgilisi olmak için, adil, iyi­liksever, anlayışlı, geçimli olmalarını söyleyelim. Ahirette cezaya uğrayacakları için değil, sonucuna bu dünyada katlanacakları için kötülükten ve cinayetten çekinmelerini söyleyelim.
Montaigne şöyle der: "Bazıları inanmadıkları şeylere inandıklarına, halkı inandırırlar; sayıları daha çok olan bazıları da, inanmanın içeriğine nüfuz etmeyi bilmediklerinden inanmadıkları şeye kendi kendilerini inandırırlar, yani nefislerini aldatırlar." Sözün kısası, dini görüşler hakkında sağduyusuna danışan herkes ve bu inceleme ve araştırmada halk arasında dikkate değer varsayılan şeylere özenle eğilen herkes, kolayca görür ki, bu görüşlerin hiçbir sağlam temeli yoktur, her din temelsiz bir binadır; teoloji, tabiat bil­gisi nedenlerinin sistemleştirilmiş cehaletinden ve kocaman bir ham hayal ve çelişkiler yumağından başka bir şey değildir.
Reklam
408 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Atatürk’ün tavsiye ve talimatıyla yayımlanan bir kitap olarak dikkatimi çeken bu kitabı okudukça çok büyük keyif aldım ve hayran kaldım. Tamamen akıl üzerine yazılmış din ve dincilerin safsatalarına cevap niteliğinde bir eser. Yazarın eski bir rahip olması aklıma hemen Turan Dursun’u getirdi. Kesinlikle okunması gereken bir kitap. Pek çok din gönderen Tanrı başarısız değil midir? Ahlak için Tanrı şart mıdır?
Sağduyu
SağduyuJean Meslier · Kaynak Yayınları · 2019285 okunma
İnsan tümüyle ölür. Deli olmayan kimse için bundan daha apaçık bir şey yoktur.
Sayfa 185Kitabı okudu
Herkes anne ve babasından, öğretmeninden; bunların da kendi an­ne, baba ve öğretmenlerinden almış oldukları Allah'ı alır. Ancak her­kes bu Allah'ı kendi yaratılışına göre düzenler, değiştirir ve kendine göre renklendirir.
Çok zamandan beri, kavimlerin öğretmenleri gözlerini semaya diktiler. Artık bakışlarını yeryüzüne indirsinler.
Reklam
Bu da son alıntı olsun
Bir Hıristiyan filozofa sorunuz: Dünyanın kökeni nedir? Size cevap olarak, "Kainatı yaratan Allah'tır" diyecek. Allah nedir? Bu konuda hiçbir şey bilinmez. Yaratmak nedir? Bu konuda hiçbir fikre sahip olunamaz. Vebanın, koleranın, kıtlıkların, savaşların, kuraklıkların, su baskınlarının, depremlerin nedenleri nedir? Allah'ın gazabı. Bu felaketlere karşı ne çareye başvurulmalı? Duaların, namazların, kurbanların, hacların, adakların, Procession'ların*, tanrısal gazabı yatıştırmak için gerçek çareler olduğunu bize söylerler. Ancak, Allah neden gazaba gelmiştir? Çünkü insanlar kötüdür. İnsanlar neden kötüdür? Avrupalı bir teoloji bilgini size hemen der ki; "İlk kadın tarafından aldatılan ilk erkek, Allah'ın dokunmayı yasakladığı bir elmadan yedi." Bu kadını böyle bir budalalık yapmaya kim yöneltti? Şeytan. Ancak şeytanı kim yarattı? Allah. İnsan türünü bozmaya özgü bir şeytanı Allah neden yarattı? Bu konuda bilinen hiçbir şey yoktur, tanrısallığın sinesinde gizli bir sırdır.
Sayfa 342Kitabı okudu
İyi adam ödül umudu ve ceza korkusu olmaksızın iyidir. İnsan yalnız yaptığı kötülükten değil, yapabildiği halde yapmadığı iyilikten sorumludur.
Sayfa 125Kitabı okudu
Dinin ortaya çıkışı ile ilgili bir soruya Meslier aydın­lanmacı bir insanın cevabını verir. "Dinler bilinçsizlik, batıl inanç ve ilahi güçlere tapmanın yanı sıra , halkın sömürücüler tarafından ezilmesinin so­nucu doğmaktadır. Tüm bunlar kurnaz ve hokkabaz politikacılarca düşü­nülmüştür. Aynı zamanda bu dünyanın prensleri ve zorbaları halkı baskı altına almak ve kendi amaçları doğrultusunda yönlendirebilmek için bu buluşları (dinleri ) kendi yasalarıyla ayakta tutmaktadırlar."
Teolojinin tuhaf ve metafizik görüşleri insan ruhundaki en basit, en açık, en doğal düşünceleri o derece alt üst etmeyi başarmıştır ki, Allah'ı kötülükçülükle suçlayamayan sofular, talihin en kötü darbelerine, iyilikçi Allah'ın bir kesin kanıtı olarak bakmaya alışmışlardır. Sıkıntı ve keder içinde bulundukları zaman, Tanrının kendilerini sevdiğine, Tanrının ken­dilerini yokladığına, Tanrının kendilerini sınamak istediğine inanmaları bunlara emredilir. Bu yolla, din, kötülüğü iyiliğe dönüştürmeyi ba­şarmıştır! Bir inançsız, çok haklı olarak, "Tanrı sevdiklerine böyle dav­ranıyorsa, beni hatırına getirmemesini kendisinden pek ziyade rica ede­rim" diyordu.
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
İnsanın bardağı sevinç ve acıyla doludur. Her yerde iyiliğin yanında kötülük vardır. Karışıklık, düzenin yerine geçer; üremeyi yıkım izler.
Sayfa 117Kitabı okudu
Gerçek ahlak ilkelerini görmek ve seçmek için insanlar ne te­olojiye, ne vahye, ne tanrılara muhtaçtır. İhtiyaçları yalnız ve yalnız sağduyudur.
İnsan dimağı, özellikle çocuklukta yumuşak bir balmumu gibidir, üzerinde yapılmak istenen bütün değişiklikleri kabul etmeye hazırdır. Kendisinin akıl yürütme gücü olmadığı bir zamanda eğitim, insana hemen hemen bütün görüşlerini, bütün fikirlerini verir. Pek genç yaşımızda iken kafamıza sokulmuş doğru ya da yanlış fikirleri doğa­dan almış ya da doğarken bunlarla birlikte doğmuş olduğumuz inan­cında bulunuruz. İşte bu kanı, sapkınlıklarımızın en büyük kaynak­larından biridir.
İnsan bütün dünyanın kendisi için yapılmış olduğunu sanır; kendisine küstahça doğanın kralı adını verir ve kendisini öteki canlıların, öteki bütün hay­vanların pek çok üstüne kor ve kendine ileri yaratık adını verir. Zavallı insan! Bu büyüklük iddialarını neye dayandırabiliyorsun? Ruhunun, erişmiş olduğu aklın, çevrendeki yaratıklar üzerinde bir hakimiyet uy­gulamaya elverişli olan yüce yetilerine mi dayandırıyorsun? Ancak, ey dünyanın zayıf hükümdarı, gösterişli yaşayışının süreceğinden bir an emin misin? Aşağıladığın maddenin en değersiz, önemsiz zerreleri, tahtını elinden almaya ve seni hayattan yoksun etmeye yetmez mi? Sözün kısası, hayvanların kralı (yani insan), en sonunda mutlaka solucanların, kurtların gıdası, yemi olmuyor mu?
Sayfa 172Kitabı okudu
Dinin en çok önem verdiği yoksulluk, akıl yoksulluğudur.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.