Yeryüzünün her yerinde sarhoş bağnazların birbirlerini boğazladıkları , diri diri yaktıkları, hiçbir üzüntü ve acıma duymaksızın, görev adına, en büyük cinayetleri işledikleri, insan kanını sel gibi akıttıkları bin kez görülmüştür. Niçin? Birkaç meczubun küstah zanların vb. sonuna kadar ko­rumak ve yaymak için; ya da birkaç madrabazın oyunlarını, yalnız ha­yallerinde var olan, ancak yeryüzünde yapmış olduğu yıkımlar, çekişmeler, deliliklerle kendini tanıtan bir zatın hesabına geçirmek için. "Yani kendi arzu ve hilelerini, Allah'ın işleri ve eylemleri olarak halka sürmek için."
Açgözlü, adaletsiz, zorba bir hükümet, sefaleti artırır; vergilerin şiddet ve ağırlığı acı ve bezginlik, tembellik, yoksulluk getirir. Bunlar ise, hırsızlıklar, cinayetler ve her türden katiller doğurur. Hükümdarlarda daha çok insanlık, sevecenlik ve hakkaniyet olsaydı, ülkeleri, sefaletlerini hafifletmesi olanaksız olan bu kadar yoksul, bu kadar mutsuz da dolu olmazdı.
Sayfa 286Kitabı okudu
Reklam
Kar gibi beyaz tülbent sarılı başların içinde bazen niçin bu kadar zifiri karanlıklar sığınıyor?
Kişisel yaratılışı gereği olarak bilemediği, tanıyamayacağı bir şeyi bilemediğinden, tanımadığından dolayı, bir tanrıtanımazı, yani bir Allah'ın varlığını kabul etmeyen kimseyi cezalandırmış olsaydı, Allah hiç kuşkusuz zorbaların en haksızı ve en tuhafı olurdu.
Hay­ranlık hep cehaletin kızıdır. İnsanlar ancak anlamadıklarına hayran olur ve taparlar.
Sayfa 107Kitabı okudu
Teolojinin tuhaf ve metafizik görüşleri insan ruhundaki en basit, en açık, en doğal düşünceleri o derece alt üst etmeyi başarmıştır ki, Allah'ı kötülükçülükle suçlayamayan sofular, talihin en kötü darbelerine, iyilikçi Allah'ın bir kesin kanıtı olarak bakmaya alışmışlardır. Sıkıntı ve keder içinde bulundukları zaman, Tanrının kendilerini sevdiğine, Tanrının ken­dilerini yokladığına, Tanrının kendilerini sınamak istediğine inanmaları bunlara emredilir. Bu yolla, din, kötülüğü iyiliğe dönüştürmeyi ba­şarmıştır! Bir inançsız, çok haklı olarak, "Tanrı sevdiklerine böyle dav­ranıyorsa, beni hatırına getirmemesini kendisinden pek ziyade rica ede­rim" diyordu.
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
İnsanlara, tanrılar öyle istediği için değil, insanların sevgilisi olmak için, adil, iyi­liksever, anlayışlı, geçimli olmalarını söyleyelim. Ahirette cezaya uğrayacakları için değil, sonucuna bu dünyada katlanacakları için kötülükten ve cinayetten çekinmelerini söyleyelim.
Montaigne şöyle der: "Bazıları inanmadıkları şeylere inandıklarına, halkı inandırırlar; sayıları daha çok olan bazıları da, inanmanın içeriğine nüfuz etmeyi bilmediklerinden inanmadıkları şeye kendi kendilerini inandırırlar, yani nefislerini aldatırlar." Sözün kısası, dini görüşler hakkında sağduyusuna danışan herkes ve bu inceleme ve araştırmada halk arasında dikkate değer varsayılan şeylere özenle eğilen herkes, kolayca görür ki, bu görüşlerin hiçbir sağlam temeli yoktur, her din temelsiz bir binadır; teoloji, tabiat bil­gisi nedenlerinin sistemleştirilmiş cehaletinden ve kocaman bir ham hayal ve çelişkiler yumağından başka bir şey değildir.
Çünkü insanlara korku saldılar. Korktuğunda, insanın muhakemesi artık işlemez; insan düşünemez, değerlendirme yapamaz.
Sayfa 83 - Kaynak Yay.Kitabı okudu
İnsan tümüyle ölür. Deli olmayan kimse için bundan daha apaçık bir şey yoktur.
Sayfa 185Kitabı okudu
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.