Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” Mustafa Kemal ATATÜRK
“… Tutarlı bir hükümette iktidarın mutlak hakimi, gerçek egemen, halkın kendisidir; en yüce otorite onundur, güç, ayrıcalık, öncelik diye ne varsa, ondadır. …” Jean-Paul MARAT
Fransız Devrimi en başından beri ciddi ölçüde şiddet içeriyordu fakat 1793'te XVI. Louis'nin idamıyla süreç ivme kazandı. Britanya, İspanya ve Hollanda Avusturya'nın taarruzuna katıldı Fransa ise ölüm kalım savaşı veriyordu. Jakobenler ve görece daha az radikal olan Jirondenlerden oluşan iki fraksiyon iktidar savaşına girişti; Jakoben Maximilien Robespierre'nin kurduğu Kamu Güvenliği Komitesi yaz itibariyle Fransa'nın yürütme erki oldu. Bunun ardından her iki tarafın liderleri idam edildi ve Parisliler Devrim'e olan sadakatlerini ispatlamak için hummalı girişimlerde bulundular. Binlerce kişi etkili, akılcı ve demokratik ( bir icat olan giyotinle idam edildi. Jean-Paul Marat'nin cinayete kurban gitmesiyle huzursuzluk arttı, Robespierre bile idam edildi. Kısa süre içinde yönetimdeki Ulusal Meclis'in yerini Direktuvar aldı. Bu sırada savaş hiddetlendi (Fransa, Hollanda'yı ele geçirerek yerini korudu); Korsikalı Napolyon Bonapart 1793'te Toulon'daki deniz üssünü İngilizlerden kurtarmasıyla nam kazandı. 1796'dan sonra başkomutan olarak, Avusturya'nın İtalya'daki topraklarını ele geçirdi.
Reklam
Jean-Paul Marat evinde, jironden sempatizanı Charlotte Corday tarafından öldürüldü. Karşıdevrim artık Parisli vekilleri başkentin göbeğinde tehdit ediyordu.
Sayfa 177 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
240 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Selamlar Bugün sizlere çok çok severek okuduğum bir kitabın yorumu ile geldim. Yeni kalemler keşfetmeyi sevdiğimi söylemiştim daha önceden ve Ahmet Karcılılar'da o kalemlerden biri. Türk yazarların polisiyede bu denli gelişim göstermesi beni çok mutlu etse de kıyıda köşede kalmış olması epey üzüyor. Bu kitap çok güzel yerleri hakediyor bence. Her zaman kitabın giriş cümlesi devamında olacaklar için heyecanlandırmıştır beni "Artık bu sırrın benimle yitip gitmesini göze alamam" diye başlıyor kitap. Hemen hangi sır acaba diye sorgulamaya başladım. Merakla çevirdim her sayfayı. Anlatımı baştan sona yordu beni doğru söylemek gerekirse. Çok ince detayları bile kaleme almış yazarımız ama sonuç için en doğru yöntem buymuş kitabı bitirince anladım. Kısaca kitabın konusuna değinmek istiyorum. Nedim Elermiş, cinayet büro Başkomiser'idir. Ünlü bir ressamın evinde ölü bulunması ile göreve çıkar. Ressam, küvetin içinde kendini bıçaklamıştır. Tıpkı üniversitede ödev olarak araştırdığı, Ressam Jacques-Louis David'in tablosundaki Marat'nın gibi... Bundan sonrası tam bir muamma içerisinde devam eder. Spoiler vermemek adına yazamıyorum çünkü ne söylesem kitabın kilit noktalarını da açıklayacakmışım gibi hissediyorum. Siz de benim gibi yeni kitaplar keşfetmeyi seviyorsanız mutlaka ama mutlaka bu kitaba bir şans vermelisiniz. #bitigenyorumtavsiyesi dir. Not: Jean-Paul Marat'nın hikayesini de okumanızı çok isterim.
Mavinin Reddi
Mavinin ReddiAhmet Karcılılar · İletişim Yayınları · 201664 okunma
Jean-Paul Marat (24 Mayıs 1743 - 13 Temmuz 1793), Fransız bilim insanı ve hekim.
Fransız Devrimi sırasında radikal tutumuyla tanınmaktadır. Jakoben kulübü devrimcilerindendir. Türkçede Halkın Dostu anlamına gelen L'ami du peuple adlı bir gazete çıkarmıştır. Ateşli bir savaşçı kişiliğe sahipti. Terörü desteklemekle suçlandığından Jironden Partisi tarafından ihtilâl mahkemesinde yargılandıysa da halkın müthiş desteği ve hitap becerisiyle beraat etti. Yargılama bittiğinde bir tahta üzerine bindirilerek omuzlarda taşındı ve "100 bin kişinin kellesini istiyorum" diyerek bağırdı. Jakobenlerin gitgide güçlenmesinden sonra Jironden iktidarı derin sürtüşmeyi daha da arttırdı. Ardından ülkede iki parti arasında artacak terörü önlemek için Charlotte Corday isimli Jironden yanlısı bir kadın tarafından banyosunda bıçaklanarak öldürüldü. Kadının amacı barıştı çünkü Marat giderek daha çok şiddet yanlısı olmaya başlamıştı. Cenazesi La Pantheon'a götürüldü, ardından da Thermidor döneminde kanalizasyona atıldı. Jean Paul Marat, Fransız Devrimi'nin Robespierre'le birlikte en önemli düşünce ve eylem adamlarından biridir ve bir Montagnard mensubudur.
Jean Paul Marat
"Rousseau'nun ruhu şâd olmak için daha birkaç bin kelle kopmalıdır."
Sayfa 16 - Mavi Gök YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Soho, Londravari striptizin en yoğun olduğu yerlerden biri haline geldi. O zamanlar, göçmenlerin yaşadığı bir işçi mahallesi idi. Bütün Avrupa’dan kopup gelen Kalvenciler 17. yüzyılın sonunda buraya yerleşmişlerdi. Marxlardan yetmiş beş yıl önce, Jean Paul Marat da burada yaşamıştı.
Sayfa 47
Jean-Paul Marat'dan bahsediyor.
İnsansever kişi, gece-gündüz, dünyanın en tekdüze sözcükleriyle, yaratmak için öldürmenin zorunluluğu üzerine yazı yazıyordu. Cellatlar, insanseverliğin ince bir örneği olarak aristokratlarımızın boğazlanışını göstermek üzere, hapishanelerimizin avlularına, erkekler sağda, kadınlar solda olmak üzere, izleyiciler için kanepeler yerleştirirken, o, eylül gecelerinde, mahzeninin dibinde, bir mum ışığında, hâlâ yazıyordu.
Onlar jean-paul marat 'nın ölümünü istediler: kahrolsunlar.
olympia yayınları
-Önce kelime vardı biliyorsunuz, bütün bu virgülden unlemler sonradan gelmedir. -Bir zamanlar seni sevmiştim ve sevgiyi senin suretinde yaratmıştım. -seni sevmiyordu, sevseydi sen o filmi anlatirken, ceketinin dışına çıkan gömlek yakasını düzeltmezdi. -kelimeler albayım bazı anlamlara gelmiyor. -hep korkmuş, sonuna kadar gidememisimdir. Hayır
Reklam
Terör Dönemi
Fransız Devrimi en başından beri ciddi ölçüde şiddet içeriyordu fakat 1793'te XVI. Louis'nin idamıyla süreç ivme kazandı. Britanya, İspanya ve Hollanda Avusturya'nın taarruzuna katıldı; Fransa ise ölüm kalım savaşı veriyordu. Jakobenler ve görece daha az radikal olan Jirondenlerden oluşan iki fraksiyon iktidar savaşına girişti; Jakoben Maxmilien Robespierre'nin kurduğu Kamu Güvenliği Komitesi yaz itibariyle Fransa'nın yürütme erki oldu. Bunun ardından her iki tarafın liderleri idam edildi ve Parisliler Devrim'e olan sadakatlerini ispatlamak için hummalı girişimlerde bulundular. Binlerce kişi etkili, akılcı ve demokratik (!) bir icat olan giyotinle idam edildi. Jean-Paul Marat'nın cinayete kurban gitmesiyle huzursuzluk arttı, Robespierre bile idam edildi.
Sayfa 238 - Kronik KitapKitabı okudu
Devrim Kurbanına gitmiş biir Bilim insanı
"Oksijenin asıl bulucusu ve çağdaş kimyanın babası Antoine Lavoisier'in Albert Einstein ile ortak bir yanı vardı: Ikisi de aşırı uçlardaki siyasilerin hışmına uğradı, Ne var ki, Einstein Nazilerden kaçtı, ama Lavoisier'in sonunu getiren, bir ölçüde Fransız Devrimi nin lideri Jean-Paul Marat'nın kini oldu. Lavoisier 18. yy. sonlarında bir bilim adamı olduğunda kimya hâlá karanlık çağlarını yaşıyordu. Insanlar Aristoteles'in yalnızca dört kimyasal element (toprak, hava, ateş, su) olduğu yollu inancına paylaşıyorlardı. Lavoisier yalnız bugün bilenen 108 elementin 20'sini belirlemekle kalmadı', ayrıca ateşin gizini de çözdü. O zamanlar ateş insanları şaşkına düşürüyordu. Nesnelerin yanmasına yol açan "flojiston" dedikleri bir madde olduğunu sanıyorlardı. La voisier deneyler yoluyla ateşin ısı ile oksijenin birlesmesiyle meydana geldiğini, filojistontan vazgeçilmesi gerektiğini gösterdi."
Yalınkat
"Para soylularına yenilecek olduktan sonra, kan soylularını yenmek yalınkat bir kazançtı." Jean-Paul Marat - 1793
Sayfa 7 - LOGOS Yayınları
Jean-Paul Marat
"İnsan sevgisi, adalet sevgisinin temelidir, çünkü adil olma fikri sadece akılla değil, duyguyla da gelişir."
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.