Cam aynayı ve orda yansıyan kendimi görüyorum; çarpıtılmış bir gölge, bir şeyin parodisi, tehlikeye eşdeğer olan bir anlık dikkatsizliğe doğru inen kırmızı pelerinli bir masal kişisi gibi. Bir Rahibe kana bulanmış.
Bilgi Çağ'nın Endüstri devriminden hemen sonra gelmesi planlanmıştı. Sonra Postmodern Çağ başlayacaktı. Sonrada Mahşerin Dört Atlısı. Kıtlık tamam. Salgın tamam. Savaş tamam. Ölüm tamam. Ve büyük olayların, depremlerin ve medcezir dalgalarının arasında Tanrı bana konuk bir oyuncu rolü ayarlamıştı. Belki otuz yıl sonra belkide seneye Tanrı'nın ajandasındaki görevim son bulacaktı.
Tanrı'nın yarattığı başka bir canlıya bakmayı ve sevmeyi öğrenmem için ailem yıllar önce bana ilk balığımı almıştı. Sahip olduğum altı yüz kırk balıktan sonra öğrendim tek şey, insanın sevdiği her şeyin bir gün öleceği oldu. O özel kişiyle karşılaştığın ilk anda, onun bir gün ölüp toprağın altına gireceğine emin olabilirsin.
Arayan kızlar daima en kötü olasılığın kıyısında bir yerdedir. Uçurumun eşiğindeki bir harem dolusu kadın telefona sarılıp onları aramanız için size yalvarırlar.