Gördüğüm, sonsuza kadar önüne geleni yutup geviş getiren bir canavardan başka bir şey değil.
Ah! içime dokunan, dünyanın nadir ama büyük felaketleri, köylerimizi silip süpüren seller, kentlerimizi yutan depremler değil; yüreğimi sarsan, doğanın içinde yer aldığı evrende gizli kalan yok edici güç; komşunu ve kendisini yok etmeyen hiçbir şeyi var etmez doğa.
Reklam
Ah, birazcık kaygısızlık beni dünyanın en mutlu insanı yapabilirdi...
Sabahları uyanıp parıldayan güneşi gördüğümde, "Al işte, yine cenneti andıran bir gün ve yine insanlar bunu mahvedecekler" diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.
İstiyorum, sevgili dost, sana söz veriyorum, daha iyi olmak istiyorum, yazgının bize sunduğu bir parça kötülüğü, hep yaptığım gibi, artık geviş getirip durmak istemiyorum; geçmişi geçmişte bırakmak ve şimdinin tadını çıkarmak istiyorum.
Kalbime küçük ve hasta bir çocuğa bakar gibi bakıyorum; her arzusunu yerine getiriyorum. Bunu başkalarına söyleme; bundan dolayı beni ayıplayacak insanlar çıkabilir.
Reklam
Keşke insanlar — niçin böyle olduklarını ancak Tanrı bilir!— geçip giden şimdiyi yaşamak yerine, geçmişte kalan bir sıkıntının hatıralarını anımsamak için hayal gücünü bu kadar zorlamasalar.
En önemsiz kişiyi bile yüceltir küçük görmek ölümü. Savaş alanında görkemle durur bir uşak, bir kralın yanında bile.
Ne kadar iyi niyetli olursa olsun, bir gezinti bile binlerce solucanın yaşamına mal olur, atılan her adım, karıncaların bin bir zorlukla yaptığı yuvayı yıkar, küçük bir dünyayı ezerek utanç veren bir mezara dönüştürür.
Reklam
Çok sık olmuştur hastanın daha kısa süre önce ona hayatının bittiğini söyleyen doktoru gömüp neşeyle döndüğü güneşe.
İnsanı sonsuz derecede mutlu kılan şey, aynı zamanda üzüntüsünün kaynağı mı olmalı?
Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil.
Hayatta “ya öyle, ya böyle” ile nadiren yol alınıyor.
belki kendi gözlerimle ona bakınca, bana hiç de şimdiki gibi gelmeyecek, o güzel imgeyi niye mahvedeyim.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.