Bence ucunda vuslat olmayan bir sevdadan hemencecik vazgeçilmesi lazım. Yoksa insanın sonu Werther gibi oluyor azizim. Zaten Werther Lotte’nin nişanlı olduğunu öğrendiği an ona bağlanmaması gerektiğini anlamalıydı. Yoksa zaten iş işten geçmiş miydi? Orasını bilmiyorum.
Kafamda fırtınalar yaratan bir mevzu var aslında, kesinlikle konuyla alakalı: Aşk acı veriyorsa ya da taraflardan biri ölümünü kendi eliyle gerçekleştiriyorsa bu duygu gerçekten aşk mıdır? Aşk acı mı verir? Aşk güzel bir duygu ise neden acı verir? Aşk acısı mantıklı bir tabir midir? Bence hayır. Eğer insan bir noktadan sonra acı çekmeye başlıyorsa, yaşama sevincini kaybedip ölmek istiyorsa bu aşk değil tutkudur ki aşk ve tutku asla eşdeğer değildir.
Werther’in de Lotte’ye karşı besleyip büyüttüğü his aşk değil tutkuydu aslında. Tutkusuna karşılık alamayınca yaşamaya dair içindeki bütün kıpırtılar kayboldu ve karamsarlığa kapılıp ölümü diledi. Bir süre sonra da bunu kendisi yapmaya karar verdi.
Son olarak şunu söylemek istiyorum, aşk acı vermez, vermemeli. Veriyorsa aşk değildir. Eğer aşkınız tutkuya dönüşecek ve intihar etmenize sebep olacaksa basit bir taktik: Romantizmden uzak durun:D