Midem bulanıyordu, göğsümde yüzüyordu sanki midem. Kaldırıma çıktı, elektrik direğine yaslandım ve dizlerimin bağı çözüldü.
Sonra her şey silindi, yatakta açtım gözümü.
... Dostoyevski, Flaubert, Dickens okuyordum. Hiçbir eksiğim yoktu. Bir duaydı yaşantım, bir şükran duası. Yalnızlığım zenginlikti. Kendimi katlanılabilir, hoşgörülü, hatta iyi buluyordum.
Ah, Evelyn ve Vivian, ikinizi de seviyorum, hüzün verici hayatlarınız için seviyorum sizi, sabaha karşı eve dönüşünüzdeki anlamsız sefalet için seviyorum. Siz de yalnızsınız, ama Arturo Bandini gibi değilsiniz, ne balık ne de kuş.