dünyanın en zevkli aktivitelerinden biri. ardından gezmek geliyor. kitap okurken bin türlü başka dünyayı, hayal eder, öğrenirsiniz, anlatılan yerleri, insanları görmek istersiniz. güzel, keyifle okunmuş bir romanın son sayfası insanın ruhunda uçucu, tatlı, sis gibi bir tad bırakır. kitap bittikten sonra bile aklınızda evrilip çevrilir, dolaşır. en güzel kitaplar (bence) romanlardır. hem sonra bazı kitaplar daha önce hiç düşünmediğiniz bişiler söyler. way be doğru, bu hiç aklıma gelmemişti dersin; en güzel keyfi işte o kitaptan alırsın...
latin yazarların anlatımına hayran kalırsın. bi de o doğaüstü şeyleri, sanki gerçekmişçesine doğallıkla anlatan hayal güçlerine... (marquez, allende...)
çatlak yazarların, alternatif yaşamları yine bambaşka bi zengin hayal gücüyle anlatımlarına hayran olursunuz. (bukowski, kozinski, boris vian…)
destansı hikayeler okursunuz bazen, roman size bir şiir tadı verir, anlatıma hayran olursunuz (yaşar kemal…)
bazı romanların kurgusuna hayran olursunuz (paul auster, orhan pamuk, john fowles...)
bazılarının da duygular-düşünceler hakkındaki engin entellektüel irdelemelerine… (lawrence…)
kitap okumak güzel bişidir. ama gerçekten doğrudur, genç yaşta başlanır da psikopat gibi kitap "yenirse" tez elden "allaım allaım bu dünya nası bi yer, ben niye varım, dünyanın ve herşeyin varoluşunun anlamı nedir, o mudur, bu mudur..." diye debelenir kalırsın.
ayarını bilmek gerekir. (ama ayarı nedir, ben bilmiyom)