“Hayattan korkunuz olmasın. Bir gün gelecek bu mutsuz yıllarınız size şu karşıdaki bulut gibi uzak görünecek. Güneş ışığında durup eski acılarınıza güleceksiniz.”
çevresindekileri kurgusal karakterler olarak görüyor, haklarında şiirsel yargılarda bulunuyordu. Ama ne yazık ki ona öğretilenler kendi kendine öğrendiklerini büyük ölçüde hasara uğrattı. Üzerine bir hanımefendi cilası çekip onu bir kast toplumunun kurbanı haline getirdi..
Oturduğum yerde dalıp gittim nice zaman
O tuhaf, çarpık gençliğime,
Boşunaydı geçmişimde aramam
Tek bir duygu inandığım gerçekliğine....
Vefalı olsaydı şu gönlüm keşke ,
Daldan dala konmak yerine,
Yaz tozu gibi kupkuru haliyle.
Heyecanlar yaşadım.hararetli konuşmalar
Hiç eksik değildi:
Ne başka bir şey erişebildi ne de onlar
Derinlerde gömülü o dünyaya.
A.H CLOUGH ( 1840 )
Dikip batıya gözlerini
Denizde bir noktaya
Sert olsun olmasın rüzğâr
Hep dururdu orada
Büyülenmiş gibi ;
Sadece oraya
Mıhlanırdı gözleri
Başka yerde yoktu asla
O noktanın sihri.
Onlar ona tepeden bakıyorlardı, o da onların içini görüyordu. Bu sayede kendi çevresindeki herkesten daha çok roman ve şiir (yalnızların o iki tapınağı) okumuştu. Bunlar deneyimin yerine geçti. Farkında olmadan insanları kendi deneyimiyle kazandığı ölçütler yerine, Walter Scott ve Jane Austen'ın ölçütleriyle yargılıyordu.