jojobaya

"Ne o, çapkınlıktan mı geliyorsun?” dedi. İnsanlar birbirlerini ne kadar iyi anlıyorlardı... Bir de ben bu halimle kalkıp başka bir insanın kafasımn içini tahlil etmek, onun düz veya kanşık ruhunu görmek istiyordum. Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adarm bile, insam hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!.. Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz? Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde ilk rastgeldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatlyla öteye geçiveriyoruz'?
Reklam
"İşte bu savaştır,çocuklar!” diye bağırdı. “Savaş! Sizler kritik bir dönemeçte olan ruhlarsınız. Ya akademik ’hoi poloi’ nin baskısına yenik düşeceksiniz ve meyveler daha dahndayken ölecek ya da bireyler olarak zafer kazanacaksınız." “Korkmayın, bu okulun sizden benim dersimde öğrenmenizi istediklerini öğreneceksiniz. Ancak eğer ben işimi doğru dürüst yaparsam, bundan çok daha fazlasını da öğrenebilirsiniz, örneğin dile ve sözcüklere lezzet katmayı öğrenebilirsiniz; çünkü kim ne derse desin, sözcükler ve fıkirler dünyayı değiştirebilecek güce sahiptir. Biraz önce 'hoi polloi' terimini kullandım. Bunun ne anlama geldiğini bilen var mı?" Meeks elini kaldırdı. “'Hoi polloi' sürü anlamına gelmiyor mu?” ”Kesinlikle doğru, Meeks" dedi Keating. “Sürünün Yunancası. Ancak kullanırken dikkatli olun bence. Yoksa siz de ’hoi polloi’nin bir parçası oluverirsiniz."
Şimdiye kadar tesadüf ettiğim insanlardan bir tanesi benim üzerimde belki en büyük tesiri yapmıştır. Aradan aylar geçtiği halde bir türlü bu tesirden kurtulamadım. Ne zaman kendimle baş başa kalsam, Raif Efendi’nin saf yüzü, biraz dünyadan uzak, buna rağmen bir insana tesadüf ettikleri zaman tebessüm etmek isteyen bakışları gözlerimin önünde

Reader Follow Recommendations

See All
:D
Knox bağırdı: ”İşe yaramaz herifin tekine âşık olmak zorunda nuydı sanki?” "Bütün güzel kızları işe yaramaz herifler kapıyor zaten" dedi Pitts ciddi ciddi. ”Bunu biliyorsun. O kızı unut. Trigonometri kitabını çıkart ve on ikinci problemi çöz." ”Unutamam, Pitts. Matematiği filan düşünecek halim de yok şimdi!”
Topla gül goncalarını toplayabilirken” diye tekrarladı Keating. ”Bu duygu için kullanılan Latince terim Carpe Diem’dir. Herkes bunun anlamını biliyor mu?” ”Carpe Diem” dedi, Latince’de çok başarılı olan Meeks, ”günü yaşa demektir.” ”Çok güzel, Bay..?” ”Meeks.” ”Günü yaşa” diye tekrarladı Keating. ”Şair bu dizeleri neden yazmış?” ”Çünkü
35 öğeden 31 ile 35 arasındakiler gösteriliyor.