Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kış aylarında birden hastalandı Mustafa Hoca. Karlı bir günde, karısının ısrarlarına rağmen derse gitmiş ve vasıta bulamadığı için okula kadar yürümek zorunda kalmıştı. Onu yollamak istemeyen Jale Hanım'a, "Bu iş şakaya gelmez, demişti, "Bir mühendisi iyi yetiştirmezsek, sonra felâketlerle karşılaşırız; yapılar çöker, şakası yok
Sayfa 237Kitabı okudu
~☆~ Bir kişinin aklını ve zekâsını ölçmek istediğinde, ona dikkat et, eğer sen ona birinden bahsettiğinde, kalkar da o kimsenin kusurlarını sayıp döker ve sonunda "Sen bana ondan hiç bahsetme, o şunu ve bunu yapmış biridir!" derse, bil ki o kişinin gönlü haraptır ve onda hiçbir marifet (irfan) yoktur. ~☆~
Sayfa 27 - Sufi KitapKitabı okuyor
Reklam
Bilgisayar korsanları bazen bir internet sitesine çok spesifik bir biçimde saldırmaya karar verirler. Çok sayıda bilgisayarın bir siteye aynı anda bağlanmaya çalışmasını sağlarlar - ve böylece "siteyi gelen trafikle baş edemez hale getirirler, öyle ki kimse bağlanamaz hale gelir ve site çöker". "Hizmeti engelleme saldırısı" deniyor bu yönteme. Hepimizin zihninde buna benzer bir saldırı yaşadığını düşünüyor James. "Saldırı altında olan sunucu biziz, enformasyon göndererek dikkatimizi çekmeye çalışan bir sürü şey var ortalıkta . Herhangi bir şeye yanıt verme kapasitemiz zarar görüyor. Ya dikkat dağınıklığı ya da felç halinde bırakıyor bizi." Öyle dolup taşıyoruz ki "bütün dünyamız işgal ediliyor, olan biteni görüp de dikkatimizin nasıl dağılmış olduğunun, bu konuda ne yapmamız gerektiğinin farkına varmamızı sağlayacak bir yer bulamıyoruz. Bütün dünyamızı sömürgeleştirebiliyor bu." Öyle tükeniyoruz ki "karşı koyacak alan bulamıyoruz".
Sayfa 263Kitabı okudu
Ticari bir girişim olarak kız alıp verme,
Ailenin koyunlarının sürekli artması, elbette ki cahil Kürt köylülerinin Şeyh aracılığıyla cennette bir yer sağlayabilmek için koyunlarını, kuzularını seve seve ona hediye etmelerinin sonucudur. Şeyh, aynı zamanda orada devlettir de. O bakımdan bu hediyeler bir nevi vergi de sayılabilir. Ama zenginliğin bir başka sebebi ailenin gayet akıllıca ve isabetli evlilikler yapması, kız alıp vermesidir. Bunların sonucu olarak Şeyh Sait'in sadece koyunlarının sayısı çoğalmamış, aynı zamanda nüfuzu da büyümüştür. O şubat ayında, Şeyh Sait'in tesiri, basit bir Nakşibendi büyüğü olduğu halde çok Nakşibendi şeyhininkinden daha geniş ve daha yaygındı. Hınıs'tan ta aşağılara kadar bütün bir bölge, Şeyhi biliyor ve sayıyordu.
Sayfa 38 - Birinci Bölüm: Patlayan Bir Kurşun ve Sonrası | IV- Şeyh Sait Diye Bir AdamKitabı okudu
Bir kişinin aklını ve zekâsını ölçmek istediğinde, ona dikkat et, eğer sen ona birinden bahsettiğinde, kalkar da o kimsenin kusurlarını sayıp döker ve sonunda "Sen bana ondan hiç bahsetme, o şunu ve bunu yapmış biridir!" derse, bil ki o kişinin gönlü haraptır ve onda hiçbir marifet (irfan) yoktur!
Sayfa 27 - Sufi kitapKitabı okudu
Nefsi kulluk ödevine çağırırsan tembellik eder. Fakat gunah işlemeye gelince çevikleşir. En iyisi bu yaramazı zindana atmak her ne derse tersini yapmaktır. Onu kulluğa boyun eğdirmek için açlık ve susuzluktan başka çare yoktur. Deve gibi yola gel de yük taşı, kulluk yükünü Tanrı kapısına çek. Deve kuşu gibi yükten kaçan kişi hayat gülistanında ömrünün yapraklarını döker.
Reklam
Kış aylarında birden hastalandı Mustafa Hoca. Karlı bir günde, karısının ısrarlarına rağmen derse gitmiş ve vasıta bulamadığı için okula kadar yürümek zorunda kalmıştı. Onu yollamak istemeyen Jale Hanım’a, "Bu iş şakaya gelmez," demişti, "BİR MÜHENDİSİ İYİ GETİŞTİRMEZSEK, SONRA FELAKETLERLE KARŞILAŞIRIZ; YAPILAR ÇÖKER, ŞAKASI YOK BUNUN."
Sayfa 237 - İletişimKitabı okudu
Coriolanus'un Tragedyası Alıntılar bölüm 6
AUFDIUS Hâlâ mı Romalının peşinde koşuyorlar? EMİR SUBAYI Bilmem, onda nasıl bir büyü var ki, Askerleriniz onu yemekten önceki dua gibi görüyorlar,
Sayfa 128 - Coriolanus'un Tragedyası nın bu sahnesi bütün tragedyayı özetliyor, sanki Shakespeare okuyucu veya izleyicinin gözünden AuiIdius u konuşturarak özetliyorKitabı okudu
Günahın açığını da bırakın, gizlisini de! En'âm, 6/120 Bu âyetiyle Yüce Rabbimiz, içimizden yapmayı tasarladıklarımızın da günah olduğunu bizlere haber veriyor. İmdi, varsayalım ki bir adam geceleyin, Allah'ın öldürülmesini haram kıldığı bir kimseyi öldürmeye veya bir Müslümanın onurunu zedeleyecek bir günah işlemeye ya da ertesi sabah Allah'ı inkâr etmeye niyetlense ve buna bütün kalbiyle kesin karar verse... O adam, bu niyet ve bu kesin kararlılığıyla aynı gece ölse, Allah Teâlâ onu kıyamette bu niyeti ve kararlılığı içinde diriltecektir. tıpkı Peygamber aleyhisselâm Efendimizin haber verdiği gibi: "İnsanlar kıyamet gününde niyetlerine göre haşrolunacaklardır." Sordum: Kalbinden bu niyetini söker atar, tasarladığı fiili yapmamaya azmeder ve içinden geçirdiklerine pişman olursa, sizce onun durumu ne olur? Cevapladı: O Allah'a dönmüş ve tövbe etmiş bir kuldur. Şerden kaçıp hayra yönelmesinden dolayı da, inşallah, mükafatlandırılacaktır. Nitekim Peygamberimiz aleyhisselâm şöyle buyurmuşlardır: "Müminin niyeti, amelinden hayırlıdır."
Sayfa 88 - Sufi KitapKitabı okudu
Eğitim konusuna ilgiliyseniz okumanızı tavsiye ederim!
ABD'de her yıl, ülke genelinde gereksinim duyulandan neredeyse iki buçuk katı kadar fazla öğretmen yetiştirildi. Bu, özellikle ilkokul öğretmenleri için çok fazla bir orandı. Aslında ABD bir istisna değildi. Düşük standart ve yüksek arz kombinasyonu, dünya genelinde eğitim sistemlerini tıkayarak öğretmenlik mesleğinin seviyesini tümüyle
Sayfa 91
Reklam
"...kendi kendini yaralama eylemlerinin çok belirgin bir karakteri vardır. Bireyin insanların gözü önünde kendini yaralamakla tehdit ettiği ("Kendimi öldüreyim mi şimdi?") ve böylece dikkat çekmeye çalıştığı kışkırtıcı, histerik versiyonun aksine, travmatik kendine zarar verme hastanın bedeniyle olan ilişkisinin mahremiyetinde gerçekleşir. Bu hastalar olay esnasında hislerinin herhangi bir şekilde kelimelere dökülemeyeceğinin imkânsızlığından bahsederek o an kendilerini en iyi ifade etme biçiminin kendilerini yaralamak ve zarar vermek olduğu izlenimini verirler. Aniden patlak veren ve egonun içinde sıvılaştığı, boşaldığı ve ortadan kaybolduğu bir girdap haline gelene kadar daireler çizen fiziksel gerilim durumunu tanımlarlar. Egonun son kırıntısı, bedeni cam gibi keserek kanı akıtır. Gerilim ortadan kalkar, sakinlik çöker ve kurbana bir rahatlama, "geri dönme" duygusu hakim olur. Akabinde bir suçluluk duygusu geliştirir çünkü sağlıksız bir eylemde bulunmuştur ve bunu dış dünyadan mutlaka gizlemelidir."
Sayfa 163Kitabı okudu
Verne was able to do what the Romantics had not done. He treated science-beyond-science calmly and seriously, not as a joke or as an object of fear. He brought transcendent science out of the closet and into the world-at-large and allowed it to have influence on the policies of nations. And in a series of imaginary thrusts into the unknown, Verne was able to pass beyond those mental barriers which had baffled Poe, Verne’s master and model, and prevented him from entering the true region of novelty and wonder.
Muazzam...
"Ağaçlar nasıl aşılanır bilir misin oğul?" dedi. Bilirdi lakin söyleyemedi ki şimdi. Konuşamazdı. Konuşamıyordu da. Ve hem bu cevabı beklenen bir sual de değildi zaten. "Anaç derler aşılanacak ağaca. Yabandır, yabanidir. Meyve vermez, verse de tadı olmaz. Dünya gibidir yani. Görünür ama sahtedir. Var gibi ama yoktur. Bakınca hoş gelir göze de meyvesini tadınca içine dert gibi çöker. Bir de kalem denen bir şey vardır. O da meyve veren ağaçtan alınır. Gönül gibidir, gönle benzer. İşte o kalem alınır da anaca tutturulur. Sıkı sıkıya bağlanır ona. Orada büyür orada yetişir kendi kökünü orası sanır lakin o kök ona yabandır." diyor, derken de gülün dibini çapalamaya devam ediyordu. "İşte hâlin bunun gibidir. Meyveli ağaçsın lakin yabana tutunursun. Kökünü ararsın. Çoğu bilmez yaban bir kökte olduğunu sen bilmiş ve anlamışsın. Peki ya kendini o kökten sökmeye hazır mısın?" dedi.
128 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.