Bir keresinde eşler hakkında şöyle bir şey okumuştum: "Önümden yürüme çünkü peşinden gelmeyebilirim. Arkamdan yürüme çünkü seni kaybedebilirim. Altımdan yürüme, o zaman üzerine basabilirim. Üstümde yürüme çünkü bana ağır geldiğini düşünebilirim. Yanımda yürü, çünkü biz eşitiz.
Özgürlük , ne politik bir görüş, ne felsefi bir kavram ne de sosyal bir harekettir. Özgürlük, iki heceli iki seçenek arasında seçim yapmaktır : evet ya da hayır.
Kendine bağımlılık , başka insanlara bağımlı olmaktan kurtulmak demektir. Zaman zaman senin yardımına ihtiyaç duyabilirim ama anahtar bende olduğu sürece , kapı ister açık ister kapalı olsun, asla içeride hapsolmam.
bir şeyi doğru yaptık . Çocuklarımıza yeni bir şey sunduk: onların isyan etmelerine izin verdik. Biz kendimiz, isyan etmemize izin vermeyen bir aile yapısından gelmiştik çünkü.
Otuz yıl önce, neonatoloji bize bebekler için normal olgunluk endekslerinin, bebeklerin doğumdan sekiz ila on gün sonra kafalarını dik tutabileceklerini gösterdiğini söylüyordu. Oysa artık bebeklerin büyük kısmı kafalarını neredeyse dik tutabilir halde doğuyorlar.
Başka birinin bizi ileri ya da geri götürmesine gönüllü olarak teslim olmak , başka birinin bizi bizim irademize göre değil de kendi iradesine göre sürüklemesine izin vermektir.