Kollarının altında kitaplar ve gözlerinde parlak bir geleceğin umudu olan genç erkek ve kadınlar şehrin ana sanayisinin bitmez tükenmez kaynaklarıydılar.”
Feng Yang demiş ki; ‘Yanlış yola sevk edildiğinde ve şüphelerle doluyken bin kitap bile sana yetmez. Ama kavramayı başardığın zaman tek kelime sana fazla gelebilir.’
Yazarımız diyor ki: “Bir film düşün. İlk sahne sıradan bir olayla başlar. Film ilerledikçe gelişmelere inanamazsın. Dehşete kapılırsın. Film biter. Etkisinden kurtulamazsın. Korkarsın.”
Bende diyorum ki: “Filmin size tanıdık olduğunu ve gerileceğinizi, korkacağınızı bilmenize rağmen Pandora’nın kutusunu aralama dürtüsünün size hâkim geldiğini
Evren öyle bir incelikle tasarlanmıştır ki, bir zekâya ve amacı olan bir hassasiyete işaret etmektedir. “Her şey en başından beri belli olduğundan bizim varlığımızın tesadüfi olması da mümkün değildir.”
"Tanrı her şeydir, Thomas. Doğadaki bir şeye baktığında Tanrı'nın bir yansımasını görürsün. Bizler de doğanın bir parçası olduğumuza göre biz de Tanrı'yız. Anlıyor musun?"