Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
… sözlerini sürdürmesine müsaade ettim ve bana öyle geldi ki işaret parmağımla gövdesini şöyle bir dürtsem içinde cıvık çamurdan başka hiçbir şey olmadığını fark edecektim.
Yalan bana acı çektirir, midemi bulandırır, sanki çürük bir şeyi ısırmışım gibi gelir.
Reklam
"Tanrı insanları bunları yapsın diye mi en üstün canlı olarak yarattı?"
… ve hiçbir şey olmuyordu. Hiçbir şey olmazdı zaten.
"Korku her zaman varlığını devam ettirir. Bir insan içindeki her şeyi yok edebilir; aşkı, nefreti, inancı, hatta şüpheyi bile; ama hayata tutunduğu sürece korkuyu yok edemez: hemen göze çarpmayan, yok edilemez, berbat korku onun varlığını istila eder; düşüncelerinde çınlar; kalbinde pusuya yatar; dudaklarında son nefesinin verdiği mücadeleyi izler." Joseph Conrad
Sayfa 170 - Redingot kitapKitabı okudu
İnsanlar genellikle oğlan çocuklarının dirliği uğruna kızlarını feda ederler...
Reklam
309 syf.
·
Puan vermedi
-Yazmak, iç dünyasını özgürleştirmek, ruhunu tüm dış dünyaya açmaktı... -Dünyada o kadar çok değişik türden budala var ki , bunların hepsine karşı tedbir almak mümkün değil... -İnsanları gerçekten korkutacak tek şey deliliktir, çünkü deliyi tehditle,ikna yoluyla ya da rüşvetle yatıştıramazsın... -İnsanlar genellikle oğlan çocuklarının dirliği uğruna kızlarını feda ederler... -Uğraşlarımız şans eseri doğamızın özel isteklerine uygun düşüyorsa, bizler ancak işte o zaman kendimizi tam aldanabilmenin huzurunu tadabiliriz... -Başarının gerçek değeri, büyük ölçüde, ona ne gözle baktığınıza bağlıdır. Oysa kader hiçbir şeye bakmaz, hiçbir şeye aldırmaz... -Bu büyük cumhuriyette, yıkım için gereken her şeyin tohumu var. Ülkenin karakterinin ortak özelliği yasa tanımazlık... -Zulmün düşüncesine bile dayanamıyor... -Dilini tutmak konusunda hiçbir şey, ölümün sonsuz suskunluğuyla boy ölçüşemez... -İyi bir insanın kederi de büyük olur elbet... . . . #casus #josephconrad
Casus
CasusJoseph Conrad · İş Bankası Kültür Yayınları · 20091,498 okunma
Başarının gerçek değeri, büyük ölçüde, ona ne gözle baktığınıza bağlıdır.
“Ben küçük bir çocuk kadar zararsızımdır, ama emir almaktan hoşlanmam.”
Alınyazısı
Alınyazısı. Benim alınyazım! Tuhaftır yaşam: acımasız mantığın boş bir amaca yönelik gizemli düzeni. Yaşamdan umulacak tek şey, insanın biraz kendini öğrenmesi -o da geç olur hep- ve bitmek bilmeyen bir yığın pişmanlık. Ölümle boğuştum ben. Düşünebileceğiniz en can sıkıcı mücadeledir bu. Elle tutulmaz bir pusun içinde yer alır, ayağınızın altında bir şey yoktur, çevrenizde bir şey yoktur, seyirci yoktur, gürültü yoktur, ün yoktur, büyük bir kazanma isteği yoktur, büyük bir yenilgi korkusu yoktur, ılık bir umursamazlıkla dolu sağlıksız bir havada, kendi haklılığınıza inanmadan, rakibinizinkine hiç mi hiç inanmadan, sürer gider. Bilgeliğin son aşaması buysa eğer, yaşam sandığımızdan da gizemli bir bilmece demek.
Sayfa 169Kitabı okudu
Reklam
376 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Yazanın diğer kitaplarını da okudum ama bu kitabın çevirisi daha çok iyiydi beni daha çok içine çekti öyküler birbirine bağımsız ama kendi için de çok değer katmış öyküler okumanı tavsiye ederim. Özellikle düello başlıklı öyküsü hem uzun hem de tamamen kendi üslubundan kendi yazı stilden çok farklı bir öykü yazmış. Normalde yazar genelde Batı’nın Afrika’yı ve Asya’yı sömürüsünün hikayelerini anlatır ama bu öykü Da bağımsız.
Muhbir
MuhbirJoseph Conrad · Can Yayınları · 201445 okunma
Çevresinin etkisi
James Ward, Sir James Frazer, Sir George Darwin, A.N. Whitehead, Broad, Mc.Taggart, G.E. Moore, Bob Trevelyan kardeşler, Keynes, Wells, Sidney ve Beatrice Webb, G.B. Shaw, Wittengstein, Joseph Conrad, George Santayana doğal tarihten, edebiyata, edebiyattan felsefeye uzanan bir alanın ünlü kişileri ya hocası olmuşlardır, ya öğrencisi, ya da yakın dostu.
Kurtz ve sesler
Dayanıklılığımla övünürüm, genellikle. Ama yetenekli Kurtz'u dinleyebilmek gibi büyük bir ayrıcalığı kaçırmak beni canevimden vurmuştu. Yanılıyordum, tabii. Bu ayrıcalık bekliyordu beni. Evet, gereğinden fazlasını bile dinledim. Haklıydım da. Bir sesti o. Bir sesten başka pek bir şey değildi. Ve dinledim -onu- o sesi -sesleri- hiçbiri sesten farklı pek bir şey değildiler ve o dönemin anısı dolaşıyor hâlâ çevremde, elle tutulmaz, büyük bir şamatanın ön titreşimleri gibi, aptalca, korkunç, çirkin, vahşi ya da yalnızca kötü, tümüyle anlamsız. Sesler, sesler -kızın kendisi bile- artık." Uzun bir süre sessiz kaldı. "Yetilerini bir yalanla yok ettim sonunda," diye başladı birden. "Kız! Ne? Kızdan mı söz ettim? Kız bunların dışındaydı. Tümüyle dışında. Onlar -kadınlar yani- hep dışındadırlar, dışında olmalıdırlar. Onlara kendi güzel dünyalarında kalmaları için yardımcı olmalıyız, yoksa bizim dünyamız daha da kötüleşir.
Sayfa 137Kitabı okudu
Yorgun gözlerimiz hala ve hiç durmadan yaşamdan bir şey elde etme hevesi ile; halbuki umulan ve beklenen, bir iç çekişme, göz açıp kapayınca dek, gençlikle, güçle, hayallerin büyüsü ve cazibesiyle birlikte çoktan gitmişti.
Yalan
(...) ama bir yalana çok yaklaştım onun için. Yalandan nefret ettiğimi, tiksindiğimi, yalana tahammül edemediğimi bilirsiniz, başkalarından daha düzgün olduğumdan değil, beni üzdüğü için. Bir ölüm rengi, bir fanilik tadı vardır yalanda -en sevmediğim, en nefret ettiğim şeydir dünyada- en unutmak istediğim. Beni kötü yapıyor, hasta ediyor yalan, çürük bir şey ısırmışım gibi. Yaradılış, işte. Ne diyeyim, o genç salağın Avrupa'daki forsum konusunda ne istiyorsa ona inanmasına izin verecek kadar yaklaştım yalana.
Sayfa 106Kitabı okudu
1.500 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.