Kitabı okumaya başlayıp bitirmem bi 100 yıl sürdü sanırım. Bunun en önemli nedenlerinden bir tanesi çalışma hayatımda da sektörüm ile alakalı sık sık yazı okumamdı. Bir diğer nedeni ise SIK SIK YAZI OKUMAM. Artık bir şey okumaya takatim yoktu.
Sonuç olarak kitap 2000'li yılların başında yazılmış. Hatta 90lı yıllar ile 2000li yıllar arası desek daha iyi olur. Özellikle metin yazarlığı çok dinamik bir meslek. Şöyle ki, zaten dil dediğimiz şey canlıdır. Her an dinamikleri değişir. Kitap daha çok postalama yolu ile metin yazarlığından bahsediyor. Hikayeleştirilerek anlatılan postalar, kaydırak tekniği kullanılmış yazılar. Fakat günümüzde özellikle sosyal medyanın da etkisiyle insanlar çok fazla okumuyor. Hele ki reklam için bir şeyi okuyup ikna olmaya çok fazla vakit ayırmıyorlar. Yine de kitap, metin yazarları için çok önemli ipuçları sunuyor.
Ben bir metin yazarı olarak öncelikle iyi bir gözlemci olunması gerektiğini düşünüyorum. İnsanlar nelerle ilgileniyor, düşünceleri neler, ortak dürtüler neler? Daha çok sosyoloji ile alakalı olmak gerekli.
Hayatımıza sosyal medya girdi gireli işler biraz daha tuhaflaştı. Ben de sosyal medya ile beraber doğdum desem biraz abartmış olurum ama en azından sosyal medyanın içinde büyüdüm. İnsanların odağı çok çabuk değişiyor. İkna etmek için kısa bir vakit var.
Artık metin yazarlığının yerini bence senaristlik aldı. İyi bir viral çalışması, influencer ile harika bir hikaye yaratmak, sosyal medyada ilginç bir çıkış yapmak... Bir metin yazarı bunları neden yapamasın? Biz de birer senarist sayılırız sonuçta.
Saygılar efendim.
