Paravan yukanda derken sesim öyle kısıktı ki duyup duymadığından bile emin değildim. Külotunu çıkar. Demek ki duymuş. Ya sana çoktan çıkardığımı söylersem? Ben insanların arasındayım Bayan Fairchild. Bana işkence etme. Asıl sen bana işkence ediyorsun diyerek öfkelendim Tamam. Şimdi külottan tamamen kurtul. Eteğimi kaldınp külotu
Sayfa 34
Mösyö Jeufroy Katolikleri savunmaya ara vermemişti "Protestanlarınızı Saint-Simeon'a yaptıkları gibi çarmıha gerdiler mi ya da Saint-Ignace'a yaptıkları gibi iki kaplana parçalattılar mı?" "Ama kocalarından ayrılan onca kadın, annelerinden koparılan onca çocuk sizin için bir şey ifade etmiyor mu? Ya yoksulların karlı bölgelere, uçurumların kenarlarına sürülmesi? Onları hapishanelere yığıyor, öldüklerinde cesetlerini bir atla sürükleyerek halka teşhir ediyorlardı." Başrahip sırıttı, "Bunların hiçbirine inanmamama izin verin! Din uğruna ölen bizim insanlarımız hususunda o kadar şüphemiz yok. Sainte Blandine ağ içinde çıplak olarak azgın bir sığırın önüne atıldı. Sainte Julie sopa darbeleriyle öldürüldü. Saint-Taraque, Saint Probus ve Saint Andronic'in dişleri çekiçle kırıldı, kaburgaları demir taraklarla parçalandi, ellerine kızgın çiviler batırıldı, kafa derileri yüzüldü." Pécuchet, "Abartıyorsunuz, din uğruna ölenler o dönemde söz sanatının abartısıydı." "Nasıl, söz sanatının mı?" "Elbette! Oysa ben size tarih anlatıyorum. İrlanda'daki Katolikler çocukları almak için hamile kadınların karınlarını yardılar!" "Asla." "Sonra onları domuzlara verdiler!" "Haydi canım!" "Belçika'da hepsini diri diri gömüyorlardı." "Şaka yapıyorsunuz!" "İsimleri kayıtlı!" Öfkeyle şemsiyesini sallayan başrahip itiraz etti, "Yine de onların din uğruna öldüğü söylenemez. Kilise için ölmeyenler bu vasıfla anılamaz."
Sayfa 268 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kendini savunmak için onu savunması gerekmişti. Bu yüzden insanlar eşleri, hatta eski eşleri konusunda bu kadar çabuk sinirleniyordu. Duncan'ın da çok becerikli bir tip olmadığını kabul etmek, saçma bir zaman kaybını herkese itiraf etmek demekti.
Sayfa 177 - Sel Yay., Tülin Er çev.Kitabı okudu
"Kusura bakma, Jack Pallas'ın seni bu kadar heyecanlandırdığını bilmiyordum.” Cameron dudağını büktü. “Heyecanlandığım falan yok, ama onunla kendi belirlediğim koşullarda karşılaşmayı tercih ederim. Mesela ofisimde, bir iş toplantısına hazır olduğum zamanlarda…" Collin, onun çıplak ayaklarına baktı. Bir dahaki se fere Jack Pallas'la karşılaştığında daha uygun bir kıyafet giyme kararını hatırladı. "Sen bu adamı her gördüğünde üzerinde biraz daha az giysi oluyor. Böyle giderse bir ba kacaksın ki, karşında çırılçıplak duruyorsun."
Sayfa 115 - Ephesus YayınlarıKitabı okudu
Beni kolumdan yakaladı ellerini çıplak tenimde hissetmek kalbimin gümbür gümbür çarpmasına neden olmuştu. Kendini yaralamadan ayağındakileri çıkarsan iyi olacak. Asla. Partiden ayakkabısı olmadan çıkacak bir kız değilim ben ‘ Sen bilirsin. Elimden tutarak beni kadife şeritle ayrılmış koridora doğru götürüyor. Ayağımın ne kadar ağrıdığını
Sayfa 28
Ne kadar pürüzsüz diyor gömleğimi çıkarıp bir yandan parmaklannı usulca tenimde dolaştırırken. Parmakları eteğimde gezinirken ağır ağır fermuarımı açıyor. Eteğim birazcık aşağı kayınca kalçalarımda ha düştü ha düşecek bir şekilde sallanıyor. Muhteşem bir güzellik. Sesindeki hayret sinirlerimi bozuyor ve korkunun soğuk elleri zevk dumanının
Sayfa 56
Reklam
51 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.