Duyularımız mesafenin halleridir: Görmek için uzaklık, dokunmak için yakınlık gerekir örneğin. |Kaan H. Ökten
NAZİLERİN ELİNDE FELSEFE ve IŞİDÇİLERİN ELİNDE DİN
“Dolayısıyla Dasein’ın eksistensiyal-zamansal analizi de, varlık kavramı üzerine esaslı bir tartışmanın çerçevesi dahilinde kalarak yine tekrardan bulunmayı talep etmektedir bizden” ( Varlık ve Zaman, Heidegger, çev: Kaan H. Ökten, Agora Kitaplığı 2008, s. 10) Anlaşılan o ki bu ‘varlığın filozoftan bir şeyleri araştırmasını talep etmesi’ geleneği
Reklam
Kaan H. Ökten
"Metropol" --> metropolis [μήτηρ + πόλις] = "anne kent" Antik Yunan tarihinde Akdeniz ve Karadeniz kıyılarında "koloniler" [apoikia] kuran kentler (Atina, Foça, Megara, Sparta gibi) --> koloni annesi kent = metropolis Ayrıca ana vatan ve başkent anlamına da geliyor.
Kaan H. Ökten
Okumuş bir insanı, eksantrik ve sansasyonel bir canlı türü olarak göstermek, entelektüel karşıtlığının en sinsi hâlidir...
Biz ölümün kucağına birdenbire düşüvermiyoruz, kucağına doğru yavaş yavaş yürüyoruz. Ölmekteyiz her gün. Her gün yaşamımızın bir parçası kopup gidiyor bizden. Biz büyümekteyken bile, geriliyor yaşamımız. Bebekliğimizi yitirdik, çocukluğumuzu yitirdik, sonra da gençliğimizi. Bu güne değin nice zaman geçtiyse, yok oldu gitti hepsi. Yaşadığımız bu günü de ölümle ortaklaşa yaşıyoruz. Nasıl ki su saatini yok eden son su damlası değil de, o son damlalardan akıp geçenlerdir; tıpkı öyle, yaşamı bıraktığımız o son saat de, tek başına ölümü sağlamaz, tamamlar sadece yaşamımızı. İşte o zaman ölüme ulaşırız, ama zaten ne zamandır ulaşmakta değil miydik ölüme? Kaan H. Ökten
Kaan H. Ökten
Latince bir sözcükten geliyor absürt: absurdus. Sözcüğün kökünde surdus var: duymayan, sağır; ses ayırt edemeyen; duyusuz, hissiz...
Reklam
187 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.